Dolar
32.32
Euro
34.93
Altın
2,207.68
ETH/USDT
3,577.10
BTC/USDT
70,803.00
BIST 100
9,046.61
Gündem

Savcıdan Ceren Damar Şenel davasında ağırlaştırılmış müebbet talebi

Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel’in katil zanlısı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'in ağırlaştırılmış müebbet ve 8 yıla kadar hapsi talep edildi.

Barış Kılıç, Tanju Özkaya  | 29.11.2019 - Güncelleme : 29.11.2019
Savcıdan Ceren Damar Şenel davasında ağırlaştırılmış müebbet talebi

Ankara

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in katil zanlısı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'in (23), "canavarca hisle veya eziyet çektirerek, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "ruhsatsız tabanca bulundurmak" ve "silahla tehdit" suçlarından da 8 yıla kadar hapsi talep edildi.

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in üniversitedeki odasında 2 Ocak'ta öldürülmesine ilişkin davaya Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. 

Duruşmaya tutuklu sanık Hasan İsmail Hikmet (23) ile maktulun annesi Feyzan, babası Mustafa, kız kardeşi Selin Damar, eşi Levent Şenel, müdahil Çankaya Üniversitesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatları katıldı. Duruşmayı üniversitenin öğretim üyeleri ile öğrencilerinin çoğunluğunu oluşturduğu kalabalık grup da izledi.

Sanık avukatı Vahit Bıçak duruşmada hazır bulunmadı, rahatsız olduğuna ilişkin mahkemeye dilekçe verdiği belirtildi.

Duruşmada öncelikle Hukuki Mücadele Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Ankara Üniversitesi, İstanbul Barosu ve Bursa Barosu'nun avukatları ile Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Öykü Didem Aydın'ın davaya müdahillik talepleri alındı. 

Ancak mahkeme, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle müdahillik taleplerini reddetti.

Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, geçen celse çeşitli mercilerden istenen belgelerin dosyaya gönderildiğini ifade etti.

Tanık olarak beyanının alınmasına karar verilen sanığın annesi Hatice Hikmet'in görev yaptığı Şırnak'taki mahkemeye talimat yazıldığını belirten Şatır ancak tanığın, mahkemede beyanda bulunacağını bildirerek mazeret dilekçesi sunduğunu tutanağa yazdırdı.

Şatır, sanık avukatının iki dilekçe vererek soruşturmanın genişletilmesi yönünde taleplerde bulunduğunu kaydetti.

Damar ailesinin avukatı Çetin Arslan, sanık avukatının taleplerinin davanın esasına etkili olmadığını, bunların duruşmayı uzatacağını ifade etti. Dilekçelerde duruşmanın yapılışına ilişkin kötü niyetli beyanlarda bulunulduğunu kaydeden Arslan, taleplerin tamamının reddini istedi.

Ailenin avukatlarından Eylül Erdem de sanık avukatının dilekçesine yönelik eleştiride bulunarak, "İnsanlar taziye iletmek için kararın kesinleşmesini mi bekleyecekler?" dedi.

Baba Mustafa Damar ise adaletin tecellisini beklediklerini dile getirerek, "Maalesef birinci duruşmada ve akabinde kızıma bir dizi iftira atıldı. Savunma hakkı arkasına gizlenerek yapıldı bunlar. Acımız yetmiyormuş gibi bir de bunlarla uğraşıyoruz. Şu anda acımızla dalga geçilmektedir. Şu ana kadar karşılaştığımız durum hukukla, mahkemeyle dalga geçilmesidir. Beklentim bir an önce katile hak ettiği cezanın verilmesidir." diye konuştu.

Çankaya Üniversitesinin avukatı Yaşar Kadir Türkan da sanık avukatını eleştirerek, "Savunma makamı bugüne kadar olayın vahametiyle bağdaşmayacak tavır içindedir. Sanığın ivedilikle cezalandırılmasını istiyoruz." dedi.

Cumhuriyet Savcısı Fevzi Çakıcı, soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin reddini, soruşturma aşamasında da beyanı alındığı ve görgüye dayalı bilgisi olmadığı gerekçesiyle Hatice Hikmet'in tanıklığından vazgeçilmesini istedi.

Sanık Hikmet ise "Avukatımın olmaması sebebiyle savunma yapmak istemiyorum şu anda." dedi.

Mahkeme heyeti, soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerin reddine ve sanığın annesinin tanık olarak dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verdi.

Müdahil avukatları, söz alarak sanığın annesinin olay günü delil karartmak, emniyeti etkilemek gibi birçok hukuka aykırı eylemde bulunduğunu, yargılama sonucunda hakkında suç duyurusunda bulunulmasının söz konusu olabileceğini ifade ederek, anne Hikmet'in tanık olarak dinlenmesini istedi.

Savcının esasa ilişkin görüşü

Daha sonra söz verilen savcı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. 

Sanığın olay günü kopya çekerken yakalandığını, tutanak tutulduğunu, daha sonra silah ve bıçakla üniversiteye geldiğini anlatan savcı, sanık Hikmet'in, saat 17.00 sıralarında maktule Ceren Damar Şenel'in odasına giderek, tabancayla iki el ateş ettiğini, sonrasında da yere düşen maktulu 17 defa bıçakladığını ifade etti.

Odaya diğer hocaların girmesinin ardından sanığın odadan ayrıldığını belirten savcı, hocaların sanığın arkasından bağırmasının ardından öğrencilerden Ahmet Erencan Göksu'nun Hikmet'i yakalamak amacıyla peşinden gittiğini kaydetti. Savcı, sanığın Göksu'yu bu sırada korkutmak maksadıyla havaya iki el ateş ettiğini, Göksu'nun da takibi bıraktığını belirtti.

Savcı, sanığın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "ruhsatsız tabanca bulundurmak" ve "silahla tehdit" suçlarından da 3 yıldan 8 yıla kadar hapsini talep etti.

Tanıklar, öğrencilerin beyan vermekten korktuğunu söyledi

Tekrar söz alan müdahil avukatları, salon dışında hazır bulunan bazı kişilerin tanık olarak dinlenmelerini talep etti.

Talebin kabulüne karar verilmesinin ardından salona üniversite öğrencilerinden E.Ş. alındı. Tanık, kendisinin de sanık gibi başka üniversiteden yatay geçişle geldiğini belirterek, "Ceren Hoca ile sanık arasında hoca-öğrenci ilişkisi dışında bir ilişki sezmedim." dedi.

Öğrencilerden A.G. ve F.E. de okul dışında arkadaş grubuyla sınavlarla ilgili konuştukları sırada "tak tak" şeklinde ses duyduklarını, ardından pencereden Hikmet'i odada hareket halinde gördüklerini ifade etti.

Birinin hocayı dövdüğünü düşündüklerini, cama doğru yöneldiklerinde Hikmet'i gördüklerini anlatan tanıklar, "yardım edelim" düşüncesiyle merdivenlerden yukarı çıktıklarını ancak geldiklerinde Hikmet'in burada bulunmadığını bildirdi.

Tanıklar, o gün ifadelerine başvurulmadığını beyan etti.

F.E, "O gün okuldaydık, kimse ifademizi almadı ama savunma makamı 'Olayı gören yok.' dediği için gördüğümüzü söylemek istedik." diye konuştu.

Bu tanıklar kimi öğrencilerin tehdit edilmekten, zarar görmekten ve sanığın ailesinden korktuklarını dile getirdi.

Daha sonra Ceren Damar Şenel gibi fakültede araştırma görevlisi olan Setenay Baytemir'in tanık beyanı alındı.

Baytemir, öğle saatlerinde odasına gelen Şenel'in konuşma sırasında kopya olayından bahsettiğini anlattı. Şenel'in, "Yakaladım, tutanak da tuttuk ama bir taraftan da korkuyorum. Çok tekin bir tipi yoktu." dediğini aktaran Baytemir, "Ben bunu yaşamına yönelik bir saldırı olarak yorumlamadım." diye konuştu.

Soru üzerine Baytemir, Hikmet'e ilişkin, "Sınavlarda biz gözetmenlik yaparız ama sınıfın içinde biri var ki o sizi gözetliyor, rahatsızlık veriyordu. Çok göz göze gelirdiniz bir sınavda." beyanında bulundu.

Ceren Damar Şenel'in ailesinin avukatlarından Arslan da bürolarının gözlendiğini ve tehdit telefonları aldıklarını söyleyerek, "Ama bunlara pabuç bırakacak değiliz." dedi.

Arslan, kopya olayına ilişkin maktule ile erkek bir hocanın da tutanak tuttuğunu ama sanığın Ceren Damar Şenel'i öldürmenin daha kolay olacağını düşündüğünü savundu.

Sanığın pişmanlık göstermediğini söyleyen Arslan, hakkında ceza indirimi uygulanmamasını istedi.

"Mucize olsa da kızım geri gelse"

Baba Mustafa Damar ise "İki mermi yeseniz ne hissedersiniz? Yere düştü, yere yığıldı, 17 bıçak darbesi, hisseden var mı? Yer kan gölü oluyor, ışık yansıyor. Burada anne, baba, kardeş, eş katledildi. Buna öngördüğünüz bir ceza var mı? Hayatımız hayat mı? Bu sistem böyle olduğu müddetçe çok katil çıkar. Anası gelseydi 'Bu katili nasıl yetiştirdin?' diye sorardık ki toplum ibret alsın. Kızım bu topluma, hukukçulara ders vermeye devam ediyor. Kızım toplumdan bu katili aldı, hapishaneye tıktı. Topluma bundan büyük fayda olamaz." diye konuştu.

Daha sonra anne Feyzan Damar'a söz verildi. 

Gözyaşlarını tutamayan Damar, "11 aydır aklımız yerimizde değil. Katilin annesi yine sarılacak evladına. Gökyüzünü görecek, güneşi görecek. Benim çocuğum göremeyecek. Mümkün değil ama bir mucize olsa da benim kızım geri gelse. Türk adaletine güveniyorum ama onun ardından da Allah'ın adaletine güveniyorum." dedi.

Maktulenin eşi Levent Şenel de "ailece çok büyük ıstırap çektiklerini, hukuki mücadelenin yanında bir de iftiralarla boğuştuklarını" söyledi. Sanık avukatının duruşmaya katılmamasını eleştiren Şenel, "Dün savunma dilekçesi verdi. Ne oldu da gelemedi?" diye sordu.

Sanık Hikmet ise savunmasını avukatıyla yapacağını tekrarladı.

Mahkeme, sanık avukatının duruşmaların kapalı yapılması talebini reddetti. Hikmet'in tutukluluğunun devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 24 Ocak'a erteledi.

Duruşma sonrası açıklamalar

Baba Mustafa Damar, duruşmanın ardından adliye önünde yaptığı basın açıklamasında, dün mahkemeye dilekçe vererek davanın kapalı yapılmasını isteyen sanık avukatı ile sanığın annesinin duruşmadan "kaçtığını" söyleyerek, "Hukukla dalga geçmek, mahkemeyle dalga geçmek, böylece süreci uzatmak istiyorlar." dedi.

Damar, duruşmanın seyri hakkında da gazetecilere bilgi verdi. 

Levent Şenel de sanık avukatınca davanın uzatılmak istendiğini savundu. Şenel, "Acılı bir eş, acılı bir anne, acılı bir baba ve acılı bir kardeş, biz buradayız. Adaletin tecellisi için tüm acımıza rağmen buradayız." diye konuştu.

Şenel, "İnşallah adalet tecelli edecek, bugün bunun sinyali verildi." dedi.

Duruşmayı takip edenler Ceren Damar Şenel'in anısına yere çiçek ve kalemler bıraktı. Anne Feyzan Damar, gözyaşları içinde bırakılanları yerden topladı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.