Dolar
32.32
Euro
34.90
Altın
2,214.39
ETH/USDT
3,605.30
BTC/USDT
71,277.00
BIST 100
9,050.35
Ekonomi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank: Lazer diyotuna sahip sayılı ülkelerden biriyiz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, TÜBİTAK'ın desteğiyle üretilen lazer diyotuna ilişkin, "Biz bugün bu teknolojiye sahip sayılı ülkelerden biriyiz. Bu diyotların içindeki çiplerin kilogram başına ihracat değeri 2 milyon dolar." dedi.

Adem Balta  | 13.12.2019 - Güncelleme : 16.12.2019
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank: Lazer diyotuna sahip sayılı ülkelerden biriyiz Fotoğraf: Ali Balıkçı / AA

TBMM

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı makine sektörüyle başlattıklarını belirterek, "6 Aralık'ta sonlanan ön başvurularda yatırım tutarı yaklaşık 5 milyar lira olan 200'e yakın talep aldık." dedi.

Varank, TBMM Genel Kurulunda bakanlığı ve bağlı kurumların 2020 yılı bütçesi üzerinde konuşma yaptı. 

Küresel ekonomide risk ve fırsatların iç içe geçtiği bir dönemden geçildiğini belirten Varank, gümrük tarifelerindeki artış ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin, dünya genelinde bir daralmaya yol açtığını, 2019 yılı için yapılan küresel büyüme tahmininin de yüzde 3 civarında olduğunu söyledi.

Bu oranın son 10 yılın en düşük seviyesi olduğuna işaret eden Varank, "2018 ağustosunda ekonomik temellerimizden bağımsız ciddi bir dış şokla karşılaştık. Bir yandan bölgemizdeki güvenlik tehditleriyle mücadele ederken, diğer yandan ekonomimize yönelik saldırılara göğüs gerdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümetimizin uyguladığı sonuç odaklı politikalarla şokun etkisini bertaraf ettik." diye konuştu

Varank, AK Parti'nin 17 senedir ülkenin dört bir yanına hizmet götürdüğünü, sanayiden teknolojiye, ulaştırmadan sağlığa her alanda Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını gerçekleştirdiklerini belirtti.

Küresel ekonomide ağırlık merkezinin batıdan doğuya kaydığı bir konjonktürde, Türkiye'nin sahip olduğu avantajları fırsata çevireceğini dile getiren Varank, şöyle konuştu:

"Ülkemizi kritik teknolojiler ve nitelikli beşeri sermaye konusunda çekim merkezi haline getireceğiz. Atacağımız her adımda hem ulusal hem de global öncelikleri dikkate alıyoruz. Bu yolda temel referans kaynağımız 11. Kalkınma Planı çerçevesinde hazırladığımız 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimiz olacak. Ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı tesis edecek, küresel yarışta bizi üst sıralara çıkaracak politikaları Milli Teknoloji Hamlesi anlayışıyla tasarladık."

İddialı ve gerçekçi hedefler belirlediklerini kaydeden Varank, imalat sanayisi ihracatını ve milli gelirdeki payını artıracakların, ihracatta orta, yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50'ye çıkaracaklarını ifade etti.

Katma değeri yüksek ürünlerin yerlileşmesi için Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı başlattıklarını anımsatan Varank, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cari açık verdiğimiz sektörleri ve öncelikli ürün gruplarını, paydaşlarımızla beraber belirledik. Üreticiyle alıcıyı aynı anda teşvik edecek şekilde, fikirden ürüne tüm desteklerimizi bütüncül bir anlayışla kurguladık. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı makine sektörüyle başlattık. 6 Aralık'ta sonlanan ön başvurularda yatırım tutarı yaklaşık 5 milyar lira olan 200'e yakın talep aldık. Çağrımızı 2020'nin ilk çeyreğinde sonuçlandıracağız. Bunun hemen akabindeyse, diğer sektörleri kapsayacak şekilde yeni çağrılar açılacak. 

Ülkemizde ilk defa uygulanan bu vizyoner program, üretimde hedeflediğimiz yapısal dönüşümün temel kaldıracı olacak. 2019'un ilk 10 ayında 101 milyar liralık sabit yatırım için 4 bin 302 teşvik belgesi düzenledik. Teşviklerin sektörel çeşitliliği tam da arzuladığımız şekilde gerçekleşti. Aslan payı imalat sektörüne ait. Bu durum önümüzdeki dönemin istihdam artışları için oldukça iyi bir tabloya işaret ediyor. Yatırım teşvikleri sayesinde 166 binin üzerinde ilave istihdam oluşmasını bekliyoruz. Bu yatırımlar atıl kapasiteyi üretime kazandırmanın yanında; tedarikçi firmalara da talep oluşturacak. Böylelikle üretim öncülüğünde nitelikli büyüme hız kazanacak."

64 bin işletmeye 2,3 milyar ödeme

Varank, KOSGEB aracılığıyla bu yıl 64 bin işletmeye 2,3 milyar ödeme yaptıklarını kaydederek, ödemeler içinde imalat sanayisinin payının yüzde 62 olduğunu, 2023'e kadar bu oranı yüzde 75'e çıkaracaklarını söyledi.

KOSGEB ve yatırım teşvikleriyle elde edilen bir başarı hikayesini paylaşan Varank, destek verdikleri girişimcinin ürettiği akrep anti serum tüpünü göstererek, şöyle konuştu:

"Hikayemiz bir kadın girişimcinin akrep zehrini konu alan programı izlemesiyle başlıyor. Urfalı iki gencin hayalinden etkilenen bu girişimcimiz bu hayali bir projeye dönüştürüyor. Melek yatırım ağları kanalıyla 40 yatırımcıyı bu işe destek vermeye ikna ediyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi işbirliğiyle Ar-Ge çalışmalarına başlanıyor. Bu noktada bakanlık olarak biz devreye giriyoruz. Firmaya KOSGEB'den Ar-Ge ve stratejik ürün desteği veriyoruz. Bu sayede firma hedeflerine ulaşıyor. Şu anda firmanın ruhsatlı iki ayrı akrep anti-serumu var. Elimde gördüğünüz bu ürünün kilogram başına ihracat değeri 25 bin dolar. İşte katma değer, işte yüksek teknoloji, işte üreten Türkiye. Bakın Türkiye bu ürünü küresel kalite standartlarında üretebilen 4 ülkeden biri. Firmamız ihracat için ilk numuneleri Afrika’ya yolladı. Şimdi tamamı yurt dışından ithal edilen kuduz anti-serumunun Ar-Ge’sini de tamamladı, yakında ruhsat başvurusu yapacak."

Mustafa Varank, bu yıl ilk defa KOBİ'lerin dijitalleşmesini teşvik ederek destek verdiklerini, böylece hem yerli teknoloji geliştiren hem de üretimini dijitalleştirmek isteyen KOBİ’leri odaklarına aldıklarını ifade etti.

Yurt Dışı Pazar Destek Programıyla ihracat yapmak isteyen KOBİ’leri cesaretlendirdiklerini belirten Varank, "Uygulamaya yeni başladığımız KOBİ Finansman Destek Programı ile işletme ve makine teçhizat kredilerinde finansmana erişimi kolaylaştırıyoruz. Bu programda geçtiğimiz ay faiz indirdik. Kredi Garanti Fonu tarafından uygulanan yüzde 1,5’lik teminat bedelini de yüzde 1’e çektik." dedi.

KOSGEB’in faizsiz kredilerinden faydalanan işletmelerin seçiminde objektif bilişim kriterlerinin kullanıldığını dile getiren Varank, "Hiçbir işletmeye ayrıcalık tanınmadığı Sayıştay Raporunda da teyit edildi. 'Yandaşlara peşkeş çekiliyor' iddiaları yakışıksızdır, iftiradır. Hiç kimseye bir şey peşkeş çekmiyoruz. KOSGEB'in 2020 yılındaki ödeneğin bir önceki yıla göre azalmasının basit bir teknik sebebi var. O da 2017 yılında başlayan 3 yıllık destek programı ödemelerinin 2019 da bitmesinden kaynaklanıyor. Özetle şunu rahatlıkla söyleyebilirim, KOSGEB’in destek bütçesinde herhangi bir azalma yoktur." diye konuştu.

'Raylı sistemleri odağımıza aldık'

Mustafa Varank, bakanlığın 2020 yılı bütçe konuşmasında ticaretin korunması ve haksız rekabetin önlenmesi için Yasal Metroloji faaliyetlerini yürüttüklerini, bu yıl içinde 1 milyon 358 bin 200 ölçü aletinin muayenesini gerçekleştirdiklerini, muayenelerde kanuna aykırı bulunan 4 bin 644 ölçü aleti için ceza kestiklerini söyledi.

Periyodik muayenesi geçmiş ölçü aletleri için, bir defaya mahsus muafiyet tanıdıklarını anlatan Varank, bu uygulamayla atıl durumda bulunan 130 milyon lira değerindeki 160 bin cihazı yeniden ekonomiye kazandırdıklarını kaydetti.

Önümüzdeki dönemde sanayi ve teknoloji alanlarında stratejik adımlar atacaklarını belirten Varank, "Raylı sistemleri odağımıza aldık. Bu araçların tüm kritik bileşenlerini daha yüksek yerlilik oranlarıyla üretmeyi hedefliyoruz. TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsünü kurduk. Enstitü, ülkemizin ihtiyaç duyduğu demiryolu teknolojilerini yerli ve milli imkanlarla tasarlayarak geliştirecek." diye konuştu.

Planlı sanayi alanlarını çoğaltarak, üretim gücünü artıracaklarını dile getiren Varank, "Sanayi bölgelerindeki parsellerin etkin kullanımı için yönetişim mekanizmalarını güçlendireceğiz. Organize Sanayi Bölgelerini (OSB) özellikle kadın emekçiler, girişimciler ve öğrenciler için bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Sanayicilerimizin OSB’lerde, düşük maliyetli ve uzun vadeli arsa veya bina temin edebilmeleri için yeni modeller oluşturuyoruz. Alternatifleri yakın zamanda paydaşlarımızın görüşüne açacağız." dedi.

Bölgesel Girişim Sermayesi Fonu'nu hayata geçireceklerini aktaran Varank, büyüme potansiyeli taşıyan işletmeleri ve yeni bölgesel girişimleri bu fonla destekleyeceklerini bildirdi.

Mustafa Varank, AB'nin finansman katkısıyla teknoloji tabanlı girişimleri desteklemeye yönelik olarak 80 milyon avroluk hacimle Türkiye Gelecek Fonu'nu kuracaklarını, 2023'e kadar erken aşama girişimcilerine 500 milyon avroya kadar sermaye sağlayacaklarını kaydetti.

Türk Standardları Enstitüsü ile Katar arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin yapılan eleştirileri anımsatan Varank, "Öncelikle yanlışını bir düzeltelim. Türk Standartları Enstitüsü yalnızca Katar'la değil, 125'in üzerinde ülkeyle, uluslararası ve bölgesel kuruluşla anlaşmalar yaparak, Türk ürünlerinin serbest dolaşımını kolaylaştırmıştır. Yalnızca son 5 yılda yurt dışı faaliyetlerinden 60 milyon liralık bir gelir elde etmiştir. Burada rahatsızlık duyulan nedir? TSE'nin kar etmesi mi sorun? Bu karı Katar'dan etmesi mi sorun? Burada mesele muhalefet meselesi. Biz yolumuza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Türk Patent ve Marka Kurumunu dünyada ilk 10 otorite arasına sokmayı hedeflediklerini vurgulayan Varank, açık inovasyon ve açık kaynak yazılımlarını etkin yönetmek için fikri mülkiyet mevzuatında düzenlemeler yapacaklarını, kamuya ait patent ve faydalı modellerin envanterini çıkarıp özel sektörün kullanımına açacaklarını söyledi.

TÜBİTAK'ın desteğiyle üretilen lazer diyotunu gösteren Varank, "Robotik cerrahi cihazlar, lazerli kesim makineleri ve savunma sanayinde kullanılan lazer işaretleyiciler gibi kritik yüksek teknoloji alanlarında bu diyotlar kullanılıyor. 14 milyar dolarlık pazardan pay almak için ülkeler arasında kıyasıya bir yarış var. Biz bugün bu teknolojiye sahip sayılı ülkelerden biriyiz. Bu diyotların içindeki çiplerin kilogram başına ihracat değeri 2 milyon dolar. İşte bize verdiğiniz bütçeyi, bunun gibi projeleri desteklemek ve katma değerli üretim için kullanıyoruz." diye konuştu.

"Son 7 yılda imalat sanayine yüzde 37 teşvik verildi"

Tüm teşviklerin savunma ve silaha gittiğine ilişkin asılsız iddiaların dile getirildiğini anlatan Varank, şunları kaydetti:

"Son 7 senede teşviklerimiz nereye gitmiş? İmalat sanayinin payı yüzde 37 olmuş. Burada kimya, makine imalat, tekstil, taşıt araçları, kağıt gibi alt sektörler yoğun bir biçimde destek görmüş. Teşviklerde hizmet sektörünün payı yüzde 31 ve enerji sektörünün payı yüzde 26 olmuş. 25 dev yatırım için Proje Bazlı Destek kararı yayımladık. 24 bin ek istihdam sağlamasını ve cari açığı azaltmada önemli katkılar sunmasını bekliyoruz. Teşvik süreçlerimizin tamamı şeffaf ve öngörülebilir. Mevzuatta belirtilen şartları taşıyan tüm projeleri istisnasız destekliyoruz. Aldığımız tüm kararları da düzenli olarak Resmi Gazete'de yayımlıyoruz. Her şeyimiz şeffaf bir şekilde yürüyor."

Mustafa Varank, Türkiye'de üretimin durduğu, yeni yatırımların yapılmadığı gibi gerçek dışı iddiaların olduğunu belirterek, "Bu sene organize sanayi bölgelerindeki istihdam 90 bin kişi arttı. Şu an sadece OSB’lerde 2 milyon emekçi Türkiye ekonomisini büyütmek için gece gündüz çalışıyor. Bu yıl sonu itibarıyla, 15 bin kişiye daha iş imkanı sağlayacak 7 organize sanayi bölgesi ve 4 sanayi sitesini tamamlıyoruz. Önümüzdeki sene ise 7 yeni organize sanayi bölgesi ve 5 sanayi sitesini daha bitirecek, 25 bin kişiye istihdam imkanı oluşturacağız." dedi.

Varank, ülke genelinde üretime geçen OSB'lerin yüzde 65'inde doğal gaz olduğunu, yatırım ihtiyacı yüksek ve büyük ölçekli projeler için bu yıl içinde 12 endüstri bölgesi ilan edeceklerini, firmaların buralarda 9 milyar dolarlık yatırım ve 68 bin yeni istihdam taahhüdü bulunduğunu açıkladı.

Bakan Varank, ayrıca başvurusu yapılan 20 yeni endüstri bölgesinin değerlendirme sürecini de önümüzdeki yıl içinde tamamlayacaklarını kaydetti.

Sanayide dijital dönüşümü hızlandıracaklarını ifade eden Varank, bu amaçla yalın üretimi ve dijital dönüşümü, uygulamalı olarak öğretmek için "model fabrikalar" kuracaklarını söyledi.

Yerel yönetimlerin ihmali sebebiyle 1970'li yıllardan beri Ergene Havzası'nda yaşanan çevre kirliliğine karşı en büyük çevre projesini sürdürdüklerinin altını çizen Varank, "Ergene Koruma Eylem Planı kapsamında bugüne kadar 900 milyon lira harcadık. Müşterek atıksu arıtma tesislerinden üçünü tamamladık, kalan ikisini 2020 yılında bitireceğiz. Çevre kirliliğini önlemek adına havzadaki sanayi tesislerini 12 ıslah OSB çatısı altında topladık. Bu devasa yatırımlarla nehrin su kalitesini önemli ölçüde iyileştireceğiz." diye konuştu.

Arıtılmış atık sular için devasa tüneller açan makinelerin TÜBİTAK destekleriyle yerli ve milli olarak geliştirildiğini anlatan Varank, Türkiye'nin, dünyada bu makineyi üretebilen 8 ülkeden birisi olduğunu söyledi.

Ar-Ge teşviklerini nitelik ve nicelik açısından geliştirmeye devam edeceklerini belirten Varank "Bu sene TÜBİTAK aracılığıyla özel sektörün 3 binden fazla Ar-Ge projesine 511 milyon lira hibe verdik. Genç girişimcilerimiz 24 milyon liralık destekten faydalandı. 1110 akademik projeye 633 milyon lira kaynak aktardık. 5 bin 180 bilim insanımıza 192 milyon lira katkı sunduk." dedi.

Mustafa Varank, yüksek teknolojili ürünlerin özel sektör ve üniversite iş birliğiyle geliştirilmesi için "Mükemmeliyet Merkezleri ve Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması Programlarını" hayata geçirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Bu sene 244 Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile 4 yeni teknoparkın kurulmasını sağladık. Bugün itibarıyla ülkemizde bin 572 Ar-Ge ve Tasarım Merkezi, 85 teknopark bulunuyor. Teknoparklarda faaliyet gösteren 5 bin 500 firmanın ihracat geliri 4,5 milyar dolara, satış gelirleri de 84 milyar liraya ulaştı. Geliştirilen 1020 projeye 278 milyon lira dış kaynak sağlanmıştır. 16 senede yerli patent başvuru sayısı 18 kat, yerli patent tescil sayısı da 38 kat arttı. Marka başvurularında 2011'den bu yana istisnasız her yıl Avrupa’da birinci sıradayız. Toplam yerli sınai mülkiyet verilerinde dünyada 11'inciyiz. Ülkemizde toplam Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payı ilk defa yüzde 1’i aştı. Ar-Ge harcamalarında en büyük pay özel sektörümüze ait. Bu durum ekosistemin gelişmesi için verdiğimiz desteklerin karşılığını bulduğunu gösteriyor. Kritik Ar-Ge projelerinin neredeyse tamamında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın imzası var."

Varank, bazı kesimlerin bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını siyasi olarak istismar malzemesi yaptığını söyledi.

Bu kesimlere inat, her bölgenin gelişmeye ihtiyaç duyduğu alanlarda ellerini taşın altına koyduklarını ifade eden Varank, ajanslar ve kalkınma idareleri vasıtasıyla, bölgesel kalkınmayı desteklemek için yüzlerce projeye 1 senede 983 milyon liralık kaynak aktardıklarını vurguladı.

Bu projeler sayesinde Hakkari dağlarını turizmle, Harran Ovası'nı modern tarımla tanıştırdıklarını dile getiren Varank, artık şehirlerde terör ve kepenk kapatmanın değil istihdam ve üretimin konuşulduğunu belirtti.

Bazı milletvekillerin "sefalet endeksinden" bahsettiğini aktaran Varank, "Eğer endekslerden bahsedeceksek, ben de size bir örnek vereyim. 5 gün önce Birleşmiş Milletler bir endeks açıkladı. BM İnsani Gelişme Endeksinde ülkemiz ilk kez 'çok yüksek insani gelişme' kategorisine erişti. Bu endeksin hesaplanmasında ortalama yaşam süresi, eğitim ve kişi başına gelir gibi göstergeler var. Yani işin hem ekonomik hem de sosyal boyutu var. İktisadi ve sosyal kalkınma var." diye konuştu.

Kalkınma ajanslarının bu sene mesleki ve teknik eğitimde yerel farkındalığı artırmaya odaklandığına işaret eden Varank, şöyle konuştu:

"Meslek okullarının altyapılarını iyileştirmek için 90 milyon liralık kaynak tahsis ettik. Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı devam ediyor. Bugüne kadar 11 ilde 71 projeye, 533 milyon lira destek verdik. Bu sene ayrıca Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı’nı devreye aldık. 166 milyon lira kaynak tahsis ettiğimiz programla dezavantajlı grupların becerilerini geliştireceğiz. Yereldeki paydaşlarla işbirliği içinde yürüttüğümüz programın sonuçlarını, önümüzdeki günlerde ilan edeceğiz. Yatırım projelerini izleme görevi olan bölge kalkınma idarelerimiz; ayrıca kendi bütçeleriyle tarım, kırsal kalkınma, sanayi ve turizm gibi çeşitli alanlarda proje bazlı destekler sağlıyor. Bu minvalde, son beş yılda, 3 bin 308 projeye 3 milyar lira kaynak aktardık. İdareler, bakanlığımızın koordinasyonunda yeni nesil eylem planı hazırlıklarına başladı. Bu kapsamda, idareler ile kalkınma ajansları arasında daha yakın iş birliği kuracağız."

Mustafa Varank, beşeri sermayeyi en iyi şekilde geleceğe hazırladıklarını, ilk defa uygulanan Sanayi Doktora Programı ile doktora öğrencilerinin sanayide yetişmesini ve istihdamını teşvik ettiklerini, bu çerçevede bu yıl, 33 üniversite ve 82 firmanın iş birliğiyle 517 doktora öğrencisi yetiştirdiklerini söyledi.

Bu yıl ilk defa Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'nı uygulamaya koyduklarını da anlatan Varank, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Programı açıkladığımızda inanmayanlar hatta dalga geçenler oldu. 'Türkiye'ye kim döner, gelin bu işten vazgeçin diyenler' oldu. Yaptığımız çağrıya dünyanın önde gelen üniversiteleri, araştırma merkezleri ve öncü şirketlerinden başvurular aldık. 98'i Türk, 29'u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanacak. İşte size tersine beyin göçü. 1976 yılında Türkiye'den ayrılan değerli bir hocamız Fransa'dan ülkemize döndü. Üstelik tek başına da değil, biri Hint biri İtalyan iki araştırmacısını da yanında getirdi. Araştırmalarına Türkiye’de devam edecekler. Bu programla gelen tüm araştırmacılar kuracakları laboratuvarlar, yetiştirecekleri öğrenciler ve özgün bakış açılarıyla ülkemizin bilimsel iklimine benzersiz katkılarda bulunacak.

Bu sene ayrıca, ülkemizdeki üst düzey araştırmacılar için Öncü Araştırmacılar Destek Programı'nı da başlattık. Bilim kültürünü yaygınlaştırmak için bilim merkezlerinin sayısını artırıyoruz. Şimdiye kadar 6 bilim merkezi kurduk. Antalya Kepez Bilim Merkezini önümüzdeki sene ziyarete açacağız. Gaziantep ve Şanlıurfa'da bilim merkezi kurma çalışmalarına da başladık. Çocuklarımız ve gençlerimiz icat çıkarsın, hayallerinin peşinden koşsun diye yeni programlar tasarlıyoruz. Bu sene 400 bin öğrencimiz TÜBİTAK Bilim Fuarları sayesinde bilimsel proje hazırlayıp sunma imkanı elde etti. İkincisini düzenlediğimiz TEKNOFEST, 1 milyon 720 bin ziyaretçiyle dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali oldu. Yerli ve yabancı 17 bin 373 takım ve 50 bin yarışmacı, 19 farklı teknoloji yarışmasında TEKNOFEST heyecanını yaşadı. Ayakları yere basmayan festivalimize üçüncü yılında Gaziantep ev sahipliği yapacak. Adeta bir dip dalgaya dönüşen teknoloji ve inovasyon ruhunu bu sefer Güneydoğu Anadolu’dan tüm Türkiye’ye yayacağız."

Geleceğin Teknoloji Yıldızları

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, özel yetenekli çocuklar için Geleceğin Teknoloji Yıldızları Programı'nı başlattıklarını da belirterek, programla ortaokul ve lise seviyesindeki öğrencilere 3 yıl boyunca robotikten yapay zekaya, siber güvenlikten nanoteknolojiye kadar kapsamlı ve tamamen ücretsiz teknoloji eğitimleri sunduklarını kaydetti.

Türkiye çapında 12 ilde eğitimleri başlattıklarını duyuran Varank, "2020’de 18 ilimiz daha Deneyap Teknoloji Atölyesine kavuşacak. Önümüzdeki 2 senede 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kuracağız. 5 yılda yaklaşık 50 bin öğrencimiz bu eğitimlerden yararlanacak." diye konuştu.

"Yapay Zeka Enstitüsü kuruyoruz"

Yapay zeka enstitüsü kuracaklarını anlatan Varank, kurulacak enstitüyü sanayici, girişimci ve araştırmacıların hizmetine sunacaklarını söyledi.

Varank, teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla Açık Kaynak Platformu İnisiyatifini başlattıklarını da belirterek, yazılımcı sayısını artırarak, yerli açık kaynak çözümlerini geliştireceklerini, böylelikle dışa bağımlılığı azaltacaklarını ve olası siber güvenlik sorunlarını bertaraf edeceklerini ifade etti.

Bu sene üçüncü bilim seferini gerçekleştirerek, geçici bilim üssünü Antarktika'ya kurduklarını ve şanlı Türk bayrağını beyaz kıtada da dalgalandırdıklarını anımsatan Varank, "Nihai hedefimiz, Antarktika Antlaşmalar Sisteminde gözlemci ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek, kıtanın geleceğinde söz sahibi olmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Antarktika'yla ilgili projeleri daha kurumsal bir yapıda sürdürmek için TÜBİTAK çatısı altında Kutup Araştırmaları Enstitüsünü kurduk." dedi.

Türkiye'nin 20 yıllık hayali olan Türkiye Uzay Ajansının faaliyetlerine başladığını dile getiren Varank, hazırladıkları Milli Uzay Programı'nı, 2020 yılında ilan edeceklerini duyurdu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 yılını "Fuat Sezgin Yılı" olarak ilan ettiğini hatırlatan Varank, bu kapsamda Türkiye Bilimler Akademisi üyelerinin yıl boyunca üniversitelerde konferanslar düzenlediğini söyledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.