Gündem, 15 Temmuz Darbe Girişimi

Donanma Komutanı Kösele'yi kamaraya kapatan Teğmen savunma yaptı

Donanma Komutanlığındaki FETÖ eylemlerine ilişkin davada sanık eski TCG Yavuz SAS Subayı Teğmen Özkan "Gemi komutanı Öztürk ile Donanma Komutanı Kösele'nin kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi" suçlamalarıyla ilgili savunma yaptı.

Kadir Yıldız, Metin Girgin  | 16.11.2017 - Güncelleme : 17.11.2017
Donanma Komutanı Kösele'yi kamaraya kapatan Teğmen savunma yaptı

Kocaeli

KOCAELİ

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki 250 kişi kapasiteli salonda görülen duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.

Duruşmaya, müdahil olarak Başbakanlık avukatları Halit Çokan, Emre Arık, Gül Gülmez katıldı. AK Parti Darıca İlçe Başkanı Muzaffer Bıyık ve yönetim kurulu üyeleri de duruşmayı takip etti.

Duruşma öncesinde sanık yakınları, sanıkların salona alınması sırasında görüntü alan basın mensuplarına tepki gösterdi.

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi’nde SAS Subayı görevinde bulunan eski Teğmen Birkan Özkan, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk’e verilen kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, Öztürk ve diğer şüphelilerle Donanma Komutanı Veysel Kösele ve 2. Komodor Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, silah zoruyla Donanma Komutanı’nın emir astsubayı Yalçın Gül’ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk’ün etkisiz hale getirilmesi, koruma astsubayı Öztürk’ün etkisiz hale getirirken silah kullanılması ve silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanı’nın kamarasının kapısının önünde nöbet tutan şüphelilerden olduğu, darbe girişimini öğrendiği halde darbe tarafında yer alanlarla hareket etmeye devam ettiği, olaylar sırasında şok geçirdiğini savunmasına karşın, gerçekte var olmayan SABKOR anonsunu yaptığı, Samet Can Altay’ın 2014'te Deniz Harp Okulundan istifasına neden olan kişilerden olduğu" suçlamalarıyla ilgili savunma yaptı.

Savunmasına, duruşma salonuna getirttiği TCG Yavuz’un maketini kullanarak başlayan sanık Özkan, tayini dolayısıyla 15 Temmuz’da gemiye eşyalarını almak için gittiğini, az personel olması nedeniyle Deniz Lisesi töreni için seyre katılmasının söylendiğini ileri sürdü.

Törenden ayrıldıktan sonra kamarasında eşyalarını toplarken 2. Komutan Meftun Metin tarafından Marmara Denizi’nde TCG Fatih ile eğitim anonsu yapıldığını aktaran Özkan, "Daha sonra terör tehdidiyle Gölcük’ten ayrıldığını, Ayhan Bay tarafından emir verildiğini öğrendim. Aklıma, önceden gönderilen, gemilere terör saldırı olacağı mesajları geldi. Başbakanın açıklamasına kadar terör saldırısı olduğunu düşündüm. Bu açıklama sonrasında darbeyi öğrendim.” şeklinde konuştu.

"Tarihe tanıklık edeceğiz"

Özkan, Savaş Harekat Merkezinden, İstanbul’dan F-16’nın kalktığı yönünde anons yapıldığını anlatarak, savaş uçağının radar izlerinde "sıkı yönetim görevi" yazdığını ancak buna rağmen topların doldurulması emrini vermesinden dolayı gemi komutanı Öztürk’ün darbenin karşısında olduğunu düşündüğünü söyledi.

2. Komodor Uça’nın, kendine bağlı unsurların bağımsız hareket etmesi emriyle gemiyi Fenerbahçe’ye döndürdüklerini aktaran Özkan, Uça ve Öztürk’ün haritada rota çalışması yaptığını, Gürcan yüzbaşıya gidilecek yerin bildirildiğini ancak amacını anlayamadıklarını kaydetti.

Gürcan yüzbaşının sessizce amiralleri almaya gittiklerini söylediğini, kendisi gemiye neden geldiklerini sorduğunda ise "Tarihe tanıklık edeceğiz." dediğini dile getiren Özkan, Uça’nın gemiye misafir geleceğini ancak sıkıyönetim mesajını görmediğini aktardı.

"Gemi içerisinde misafir kelimesini ilk kez duydum. Gürcan yüzbaşıya içimdeki endişeleri dile getirdim." diyen Özkan, şunları söyledi:

"Uça herkese, 'Denizde misafir botu var, gemiye yanaşacaklar. Herkes botu arasın. Gözcülük yapsın' dedi. Uça, cep telefonuyla 2 kez biriyle 'Komutanım' diyerek konuştu, seyir fenerlerinin açılıp kapatılmasını istedi. Daha sonra Uça, gemiyi durdurdu, telefonda 'Komutanım geldik, bizi görebiliyor musunuz?’ dedi. Botu gördüm, bize yaklaşıyordu. Botta seyir feneri yoktu, Uça karşılama için gitti. Bulunduğumuz yerden kimseyi görmedik. Gürcan yüzbaşıya kimin geldiğini sordum. O da 'Galiba Donanma Komutanı gelmiş, kimseye söyleme.’ dedi. 'Kimin geldiği anons edilmeyecek mi?' diye sorduğumda ‘Hayır’ dedi. Normal şartlarda Donanma Komutanı gemiye gelse anons yapılır, önceden hazırlık yapılır. Bu kez gemiye kimin geleceği gizlendi. Gelen bot mülteci botuna benziyordu. Beni bu endişelendirdi."

"Bu gemide neler oluyor' diye bağırmaya başladım''

Amiral kamarasının önünde 2 sivilin beklediğini gördüğü aktaran Özkan, bunun üzerine gemiye darbecinin geldiği düşüncesinin kendisinde ağır bastığını söyledi.

Alt kattaki amiral kamarasının oradan silah sesi duyduğunu ve herkesin buraya yöneldiğini ifade eden Özkan, "Serdümen yerinden kalkmış, gemi süratle gidiyor. Dümende kimse yok. Seyir astsubayını dümene oturttum. Seyir anını bizim takip etmemiz lazım. Daha sonra ‘Bu gemide neler oluyor’ diye bağırmaya başladım. Gürcan yüzbaşı beni tuttu ve sakinleştirmeye çalıştı. 2. silah sesini duydum. Hemen ben de SABKOR (sabotaja karşı koruma) anonsu yaptım, ‘Personel SABKOR yerlerine’ dedim. Geceden beri anlam veremediğim şeyler gördüm. Olanlara tepkisiz kalamadım.' diye konuştu.

Özkan, gemide gergin ve sessiz bir ortam bulunduğunu vurgulayarak, "Gemi Komutanı Öztürk, telefonla 'Üst makamdan gelen emirle sizi misafir edeceğiz’ dedi. Karşıdaki 'Kim o?’ dedi. O da 'Genelkurmay emri, sizi misafir edeceğiz. Limanda sizi teslim edeceğiz.' dedi. Daha sonra Öztürk bize dönerek, 'Yanlış bir şey yapmıyoruz. Gölcük’te emniyete teslim edeceğiz. Kuvvet Komutanlığının haberi var." dedi.

Donanma Komutanının kapısının önünde nöbet tutan şüphelilerden olduğu iddiasına ilişkin Özkan, orada bekleyen TCG Yavuz Başçarkçı Yüzbaşı Salih Yalçınkaya’yı gemi komutanı Öztürk’ün çağırdığını ve kendisine beklemesinin emredildiğini ifade etti.

Özkan, Yalçınkaya’ya burada ne yapacağını sorduğunu belirterek, "Yalçınkaya da bana 'Bir şey yapmayacaksın, bekle biraz.’ dedi. Uykusuzum ve şoktayım. 5 dakika oralarda gezindim ve tuvalete gitmek için ayrıldım. Orada nöbet bilinciyle beklemedim. Beklesem orayı terk etmezdim." iddiasında bulundu.

"Bu gemi dünyanın en güvenli yeri"

Tutuksuz sanık TCG Yavuz'un Savaş Harekat Merkezi (SHM) astsubayı İ.K, hakkındaki suçlamaları reddederek, darbeci olmadığını ve darbecilerle hareket etmediğini ileri sürdü.

Geminin SHM'sinde görevli olduğunu belirten İ.K, 2. gemi komutanı Meftun Metin'in personele, "Arkadaşlar, merak edilecek bir durum yok. Donanma Komutanını bir süre gemide misafir ediyoruz. Gölcük'e gittiğimizde emniyete teslim edeceğiz." şeklinde konuşma yaptığını söyledi.

İ.K, oradakilerin, "Komutanım darbe olduğu söyleniyor. Ailelerimiz merak eder." dediğini, Metin'in de "Ailelerinizi arayıp iyi olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Bu gemi dünyanın en güvenli yeri." dediğini belirtti.

Gemide yaşanan olayların içinde olmadığını, Donanma Komutanının kamaraya kapatıldığını bilmediğini, sonradan öğrendiğini, sıkıyönetim direktifi mesajını görmediğini ve kanunsuz hiçbir emri yerine getirmediğini öne süren İ.K, "Gemide terör saldırısı alarmı verildiği için SHM'de görevimin başındaydım. Nöbetim bitince kamarama gittim uyudum. Sabah gemi komutanı Sezayi Öztürk, Donanma Komutanının emrine girdiğini ve geminin Gölcük'e doğru hareket ettiği şeklinde anons yaptı." şeklinde konuştu.

FETÖ ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, bununla ilgili iddianamede bir suçlamanın da olmadığını savunan İ.K, hakkındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.

"Donanma Komutanımızın emrine girdim"

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde astsubay olarak görev yapan tutuksuz sanık K.T, hakkındaki, sanık İ.K. ile benzer suçlamalarla ilgili savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık, darbeci olmadığını ve darbecilerle birlikte hareket etmediğini ileri sürdü.

İstanbul'dan Gölcük'e seyir halinde, Osmangazi Köprüsü yakınındayken gelen bir emirle geminin Marmara Denizi'ne geri döndüğünü belirten K.T, personele önce eğitim yapılacağını, daha sonra da terör saldırısı tehlikesi olduğunun söylendiğini iddia etti.

Radar bölümünde görevine devam ettiği sırada 2 el silah sesi duyduğunu ve o tarafa doğru gittiklerini anlatan K.T, gemi 2. komutanı Meftun Metin'in, "Arkadaşlar, sizlik bir durum yok. Herkes görev yerlerine dönsün." şeklinde talimat verdiğini belirtti.

Silah seslerinin, Donanma Komutanı Kösele'nin koruma astsubayının etkisiz hale getirilirken gerçekleştiğini daha sonradan öğrendiğini savunan K.T, şöyle devam etti:

"Amiral kamarasının arka kapısının iple bağlı olduğunu gördüm. Kimsenin konuyla ilgili bilgisi yoktu. Kamarada Donanma Komutanının tutulduğunu bilmiyordum. Sabaha karşı kahvaltı yapmaya indim. Gemi komutanı Öztürk, personele 'Gemide yaşananların sizinle bir ilgisi yok. Sorumluluk bana aittir. Donanma Komutanımızın emrine girdim. Gölcük'e geri dönüyoruz.' şeklinde açıklama yaptı."

"İpleri kesip denize attık"

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde astsubay olarak görev yapan tutuksuz sanık H.A. da benzer suçlamalarla ilgili savunma yaptı.

Devlet okullarında okuduğunu, FETÖ'nün dershane ve okullarına gitmediğini, bu yapıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri süren H.A, 10 aylık astsubay olduğunu ve olayların yaşandığı akşam SHM'de görev yaptığını söyledi.

Terör saldırısı alarmı verildiği için tüm personelin teyakkuzda olduğunu belirten sanık H.A, "24 saattir ayakta olduğum için istirahat etmek üzere izin alarak kamarama uyumaya gittim. Sabaha karşı kalktım. Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın kaporta dediğimiz arka kapısının iple bağlanmış olduğunu gördüm. Bir anlam veremedim. Gemi komutanı Sezayi Öztürk, 'Oradaki ipleri kesip denize atın ve kimseye görünmeden kaybolun.' emrini verdi. Biz de ipi kesip, denize attık. Daha sonra Öztürk, 'Her şeyden ben sorumluyum. Kendinize iyi bakın.' şeklinde anons yaptı." şeklinde konuştu.

Gölcük'e vardığımızda, gemiye gelen askeri savcıya ifade verdik. Gemide yaşanan olayların içinde değildim. Silah kullanmadım. Darbeye destek vermedim. Gemideki görevim neyse onu yaptım. Adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep ediyorum". dedi. 

"Donanma Komutanı gemiye binmeseydi yargılanmayacaktık"

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde astsubay olarak görev yapan tutuksuz sanık M.E.Ç de, sabaha karşı gemi komutanı Sezayi Öztürk'ün, "Sizlerle bugüne kadar çok başarılı hizmetler yaptık. Şu andan itibaren Donanma Komutanının emrine giriyorum. Gölcük'e, üsse dönüyoruz." şeklinde genel bir anons yaptığını anlatarak darbeci olmadığını ve suç oluşturacak hiçbir emri yerine getirmediğini öne sürdü.

"Donanma Komutanı Veysel Kösele Yavuz Gemisi'ne değil de başka bir gemiye binseydi şimdi biz burada yargılanıyor olmayacaktık ancak Kösele'nin gemiye gelmesi bizi darbeci yapmaz." diyen M.E.Ç, mahkemenin adil bir hüküm vereceğine inandığını söyledi. 

Sanık M.E.Ç, hakkında uygulanan adli tedbir hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, bugün savunması alınan TCG Yavuz Savaş Gemisi’nde SAS Subayı görevinde bulunan tutuklu sanık eski teğmen Birkan Özkan'ın tahliye talebinin reddine, tutuksuz sanıklar K.T, H.A, İ.K. ve M.E.Ç'nin adli kontrol hükümlerinin devam etmesine karar verilmesini istedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, sanık Özkan'ın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol hükümlerinin kaldırılması yönündeki taleplerinin reddine, imza günlerinin pazar günü yapılmasına karar verdiklerini açıkladı. 

Diğer sanıkların savunmalarını yapması için duruşmaya yarına kadar ara verildi.

İddianameden

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "1" numaralı sanık olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanık bulunuyor.

İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetme" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.

Sanık askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i askeri öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6'şar aydan 29'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın