Dolar
32.37
Euro
34.97
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,540.50
BTC/USDT
69,963.00
BIST 100
9,071.45
Politika

Adalet Bakanı Gül: Vize konusunda olumlu gelişmeler bekliyorum

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Daha başka bir, farklı bir suiniyet yoksa, normal hukuk çerçevesinde, diplomasi çerçevesinde vizelerle ilgili daha olumlu anlamda bir gelişmenin olmasını bekliyorum." dedi.

19.10.2017 - Güncelleme : 19.10.2017
Adalet Bakanı Gül: Vize konusunda olumlu gelişmeler bekliyorum

ANKARA

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu. 

ABD ile Türkiye'nin vizeleri karşılıklı askıya aldığı hatırlatılarak, "ABD'den gelen heyetin bazı şartlar öne sürdüğü yönünde iddialar var. Bu heyet bakanlığınızdan yetkililerle görüştü? Vizelerle ilgili süreç hangi durumda normale döner?" sorusu üzerine Gül, ABD heyeti ile dün Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı başkanlığında, Adalet Bakanlığından bir genel müdürün de katıldığı toplantı yapıldığını bildirdi. 

Bu toplantının çok verimli sonuçlandığını aktaran Bakan Gül, "Bundan sonraki etapların da daha olumlu gelişmelere, sonuçlara sebebiyet vereceğini düşünüyorum." dedi. 

Bu krize nasıl gelindiği ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Gül, şöyle devam etti:

"İstanbul Başsavcılığımızın yapmış olduğu bir soruşturmada konsolosluk görevlisi olan ama ABD vatandaşı olmayan, diplomatik dokunulmazlığı olmayan bir kişiyle ilgili soruşturma neticesinde buraya gelindi. Elbette Türk yargısı bağımsız ve egemen bir ülke olarak kendi ülkesinde işlenen suçlarla ilgili soruşturma yapma, bu konuda tedbirleri alma, uygulama konusunda yetkilidir. Diplomatik dokunulmazlığı da olmadığı için normal süreç işlemiş, yargılaması yapılmış ve tutuklamaya karar vermiş mahkeme bu kişiyle ilgili. Burada ABD'nin biraz daha yüksek bir şekilde tepkisiyle karşılaşıldı ama yapılan bütün işlemler hukuka uygun gerçekleşti."

'Görüşmeler olumlu bir şekilde yapıldı'

"Ailesiyle görüştürülmedi" ve "avukatlarıyla görüştürülmedi" şeklinde iddialar ortaya atıldığını anımsatan Gül, böyle bir şeyin asla söz konusu olmadığını bildirdi. 

Konsolosluk görelisinin gerek gözaltındayken, gerekse sorgudayken, mahkemedeki sürecin avukatların şahitliğinde tamamlandığını dile getiren Gül, "Ailesiyle görüştürüldü. Dolayısıyla burada Amerika'nın çok oransız bir şekilde bu sürece tepki koyduğunu düşünüyorum. Sonuçta savcılık belgeleri toplayacak, bununla ilgili bir iddianame hazırlayacak, mahkeme de takdir edecek. Dolayısıyla ben bu sürecin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştiğini düşünüyorum. Elbette tutuklamayla ilgili savcılık, mahkeme her an bunu değerlendirebilir farklı gelişme olabilir ama delile göre dolayısıyla bu hususta süreçte devam ediyor." açıklamasını yaptı. 

Gül, kuvvetli şüphe durumunda tutuklamanın gerçekleştiğini belirterek, tutuklamanın bir tedbir olduğuna, mahkumiyet olmadığına işaret etti. 

"Görüşmeler olumlu bir şekilde dün yapıldı. Ben daha olumlu anlamda seyretmesi gerektiğini düşünüyorum." diyen Gül, ABD'nin çifte vatandaşlarla ilgili talep ettiği bazı görüşmelerin de sağlandığını bildirdi. 

Vize konusundan bağımsız bir şekilde, uluslararası sözleşmelerden kaynaklı olarak bunların sağlandığını belirten Gül, Türkiye'nin bu konuda her türlü yardımı yaptığını da açıkladı. Gül, şunları söyledi:

"Avukatı ile görüştürülmediği noktasında yapılan bir bilgi kirliliği vardı. Bunun da olmadığı ortaya çıktı. Ailesiyle görüştürüldü, avukatlarıyla görüştürüldü, diğer hususlar mahkemelerin takdiridir. Ben bu konuda daha başka bir, farklı bir suiniyet yoksa, normal hukuk çerçevesinde, diplomasi çerçevesinde vizelerle ilgili daha olumlu anlamda bir gelişmenin olmasını bekliyorum. Elbette bunun bağlayıcı bir şey olacağı, şu tarihte olacak diye bir şey söylemek mümkün değil. Ama vizeyle ilgili bir karar alınınca biz de aynen karşılık verilmiştir. Çünkü Türkiye'nin de bu anlamda konuşacağı çok şey var. Bizim orada korumalarımızla ilgili dava, 19 kişi hakkında dava açılıyor. Düşünebiliyor musunuz, Cumhurbaşkanımızın ABD ziyaretinde Amerika'da olmayanlarla ilgili bile dava açılıyor, tutuklama isteniyor. Konuşulacak çok konu var, bunların hepsi de konuşuldu. Tek taraflı değil. Bu konular oldu diye Türkiye vizelerin kaldırılması konusuna gitmemiştir ama bu hususta bir karşılıklık gösterilerek Türkiye de bir adım atmıştır. Ama iyi niyetle, konuşularak bu konuların bir olumlu sonuca bağlanacağını umut ediyorum ben." 

Abdulhamit Gül, ABD tarafından iyi niyetli, olumlu bir adım atılması durumunda Türkiye'nin de buna olumlu karşılık vereceğini kaydetti. 

FETÖ ile bağlantısı ve işlevi nedir?

Adalet Bakanı Gül, Metin Topuz'un tutuklu bazı FETÖ üyeleriyle görüntülerinin ortaya çıktığı hatırlatılarak, "Topuz'un örgütle bağlantısı ve işlevi nedir? Topuz'un örgüt üyelerine vize işlerinde kolaylık sağladığı iddiası doğru mu? Topuz'un ailesinden bir görüşme talebi geldi mi?" yönündeki soruyu da yanıtladı.

Gül, "Ailesiyle görüşme sağlandı. Hatta bu hususla ilgili de savcılık makamlarımız, 'Ailesiyle görüşemedi' beyanları olduğunda 'Ailesinin talebi olması halinde görüşebilir' diye savcılıktaki arkadaşlarımız aradılar, onlar da talep ettiler. Gerekli görüşmeler sağlandı. Türkiye bir sosyal hukuk devleti. Her türlü kolaylık ve yardım yapılmıştır, gösterilmiştir." diye konuştu.

"Metin Topuz'un örgütün içindeki görevi, rolü... Elbette yargılama devam ediyor. Bu anlamda soruşturma gizli bir şekilde sürüyor." diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zaten bu soruşturmaların neticesinde ortaya çıkacak. Yani, örgüt içerisindeki rolü, neler yapmış... Ama kuvvetli şüphe olduğu için mahkeme tutuklama kararı vermiştir. Savcılık talep etmiştir. Dolayısıyla burada illa bunu yapmıştır... Kesin bir mahkumiyet olsa o zaten yargılama sonucunda çıkacak. Bir şüphe var, bu şüphe kuvvetli. Dolayısıyla bulgular, belgeler de bu kişi üzerine yoğunlaşmış, savcılık da böyle bir talepte bulunmuş. Bize düşen mahkemenin bu yargılama sürecini her iki ülke olarak ve masumiyet ilkesini de koruyarak bu süreci takip etmek. Ama özellikle FETÖ'den tutuklu örgütün üst kademe yöneticileriyle temasları, irtibatları, yoğun görüşmeleri, bunlarla ilgili savcılıkta bu anlamda belgeler var. Eğer böyle bir kuvvetli şüphe olmasaydı tutuklama olmazdı. İfadesi alınırdı, hatta soruşturma da açmazdı. Öncelikle bu Türk vatandaşı. ABD'nin bundan böyle bir kendi üzerine alınacak bir şey yok ki. Türkiye'de doğmuş, büyümüş, bizim vatandaşımız. Suç işlemişse bu yargılanır. Eğer suçsuzsa da en başta kendi vatandaşımızı biz koruruz."

"Deliller ABD'ye iletildi"

"FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in darbe girişiminden önceki suçlarına ilişkin ABD'ye iade talebini içeren dosyalar gönderilmişti. Gülen'in, darbenin emir ve komutasını yürüttüğüne dair hangi deliller ABD'ye gönderildi? Bu suçlamalarla yeni bir iade talebi oldu mu? İki ülke arasında bununla ilgili bir görüşme trafiği yaşanır mı?" sorusu üzerine Gül, örgütün lideri Gülen'in, FETÖ kapsamında darbe girişiminden önce de ABD'den istendiğini hatırlattı.

ABD ile yapılan adli yardımlaşma uluslararası sözleşmesi çerçevesinde Gülen'in iade edilmesi gerektiğinin altını çizen Gül, kesin bilgi, belge olmasa dahi olası bir nedenin iade için yeterli olacağını söyledi.

Türkiye'de bulunan bir kişi ABD'ye saldırsa ve ABD vatandaşı olsa Türkiye'nin iade için "Bu işi o mu yapmıştır? Belge getirin, yargılayın" demeyeceğini ifade eden Gül, böyle bir durumda Türkiye'nin sözleşmenin gereğini yaparak bu kişiyi ABD'ye iade edeceğini bildirdi.

Bunu yapmanın hem uluslararası hukukun hem de hukuk devletinin gereği olduğunu vurgulayan Gül, her türlü belgenin, kesinleşen tüm kararların verilmesine rağmen iade hususunda bir gelişmenin olmadığına işaret etti.

"Gülen'in iadesine yönelik taleplerin kaça ulaştığı" sorusuna Gül, "Beş talepname oldu mahkemeden ayrı ayrı ama neredeyse 100'e yakın klasör, belgeler, ifadeler, itiraflar, deliller açıkça ABD'ye iletildi. Bu konuda öncelikle ABD'nin bu hususta mahkemelerin talebini yerine getirmesini bekliyoruz." yanıtını verdi.

"Türkiye pratiğine uygun"

"Müftülere nikah yetkisi olarak kamuoyunda tartışılan, il ve ilçe müftülerini de evlendirme memurları arasına alan düzenleme Mecliste kabul edildi. Buna CHP'den ve kadın örgütlerinden tepki var. Bu düzenleme, tepkilerde dile getirildiği gibi 'laikliğe aykırı' bir düzenleme midir?" sorusuna karşılık Gül, "Laikliğe aykırı bir düzenleme söz konusu değil. CHP üyelerinin en az yüzde 90'ı gidip bu nikahı ilk yapacaklardır. Tabanlarına sorsalar böyle bir düzenlemenin çok doğru olduğunu söyleyeceklerdir." yanıtını verdi.

Gül, üniversiteden mezun olmuş bir müftünün kıyacağı nikahtan memnun olunması gerektiğini belirterek, "Türkiye pratiğine uygundur, kayıt dışılığı da ortadan kaldırma anlamında. İşte bir köylü imam nikahı kıydırıyor ki onlar da çekiniyor, bunun ceza kanunu anlamında farklı sorunları var. Pratikte yaşanan sorunun hukuken giderilmesi anlamında bence çok yerinde bir düzenlemedir." dedi.

'Artık her ihbar için soruşturma başlatılmıyor'

"Ağustos ayında çıkartılan KHK ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda değişiliklik yapıldı. Artık her ihbar için soruşturma başlatılmıyor. Böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu?" sorusu üzerine Gül, şunları söyledi:

"Bu vatandaşlarımız için iftirayı, yersiz suçlamayı lekelenmeyi, çamur at izi kalsın davranışını sona erdirecek çok önemli bir düzenleme. FETÖ yargılandırmalarının bilinçli olarak sulandırılması ve yaşanan suistimallerin önüne geçmek için bu düzenlemeye gidildi. Dün Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile görüşmemiz oldu. Bir İngiliz vatandaşı, Uluslararası Af Örgütünün Türkiye Temsilcisi hakkında inceleme vardı. Bu inceleme neticesinde kendisiyle ilgili iddialar soyut, genel olduğu için soruşturma açılmamasına karar verildi. OHAL düzenlemesiyle getirdiğimiz bu lekelememe hakkını burada kullandık. 'OHAL döneminde hukuk askıya alındı, özgürlükler kısıtlandı.' diye söyleniyor. Tam da özgürlükleri koruma anlamında, OHAL bile olsa biz vatandaşlarımızın hukukunu koruma anlamında çok önemli bir reform getirdik. Bunu da herkes için savcılarımız uyguluyor."

"Savcılar, iftira atanlarla ilgili soruşturma başlatıyor"

Düzenlemeden önce yargıya "bu kişi şu terör örgütüyle bağlantılı" şeklinde çok sayıda isimsiz ve soyut dilekçe ve ihbarın geldiğini vurgulayan Gül, bu başvurular üzerine de adli makamların dosya açtığını, dosyaya bağlı olarak da emniyet güçlerinin hakkında iddiada bulunan kişinin ev ya da işyerine gönderildiğini belirtti.

Yapılan düzenlemeyle, iddiaların hedefindeki kişiler hakkında kayıt açılmayacağını, böylelikle de vatandaşların lekelenmeyeceğini anlatan Bakan Gül, şöyle devam etti:

"İster OHAL olsun ister farklı hal olsun hiç kimse haksız yere kimseyi suçlayamayacak. Savcılarımız da iftira atanlarla ilgili soruşturma başlatıyor. Kimse bu yargılamaları sulandırmaya kalkmasın. Asıl terör örgütleriyle mücadele eden yargıyı meşgul etmesin. Bir iş yükü getiriyor, iş yapanı, iş adamlarını, vatandaşları, memuru bu konuda iftiralarla tedirgin ediyorlar. Bunu ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılmıştır."

Bakan Gül, FETÖ tutuklularına tek tip kıyafet giydirilmesiyle ilgili olarak "Bu konuda teknik çalışmalar var. Elbette yönetmelikte olsaydı daha erken yapılabilirdi. Ama bir kanun gerekiyor. Muhtemelen KHK düzenlemesinde, bir kanun düzenlemesinde değerlendirilecek bir konudur. Teknik hazırlıklar, değerlendirmeler yapıldıktan sonra en kısa sürede yürürlüğe gireceğini söyleyebilirim." açıklamasını yaptı.

"4 bin hakim savcı ihraç edildi"

"FETÖ ile mücadele kapsamında Adalet Bakanlığı ve yargı kurumlarından ilişkisi kesilen personel sayısı kaçtır? Oluşan açık nedeniyle Adalet Bakanlığına yeni personel alımı söz konusu mu?" sorusuna Gül, "4 bin hakim savcı ihraç edildi. Bu toplam hakim savcıların üçte biri. Bu, yargıya güvenin azalmasının en büyük sebeplerinden biri." yanıtını verdi.

Adalet Bakanı Gül, mevcutta görev yapan bütün hakim ve savcılara sonuna kadar güvendiklerinin altını çizdi.

"Millet kimi isterse egemen olacağı sistemi inşa etmeye çalıştık"

Bakan Gül, şöyle devam etti:

"Biz Anayasa çalışmaları sürecinde MHP ile yapmış olduğumuz görüşmede, bir araya geldiğimiz her ortamda ve genel başkanlarımızla birlikte bir araya geldiğimizde parti, amblem ve metinleri bir tarafa bıraktık. Memlekette 50 sene sonra da kim gelirse, Türkiye'deki tüm o yaşama kültürünü, 80 milyonu kucaklayacak hangi demokratik sistem, kurumlar ve aygıtlar olsun, hep ona baktık. Bir gün AK Parti'nin de MHP'nin de farklı bir yerde ya da 10-20 sene sonra siyasal kültür ne olursa olsun milletin egemen olacağı bir sistemi tasavvur etmeye çalıştık. Yani bürokratik vesayet, oligarşiyi ortadan tamamıyla kaldıracak, ama millet kimi isterse her zaman egemen olacağı sistemi inşa etmeye çalıştık."

"Adil Öksüz ile ilgili yakalama kararı çıkarttırdık"

"FETÖ'nün hava kuvvetleri imamı firari Adil Öksüz'ün Almanya'ya kaçtığı haberleri üzerine Dışişleri Bakanlığı bir nota göndermişti. Şu ana kadar Almanya'dan herhangi bir resmi bilgi, geldi mi? Öksüz'ün Almanya'da bulunduğu doğru mu?" sorusuna Gül, basında bu yönde haberler çıkınca Adil Öksüz ile ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde yakalama kararı çıkartıldığını söyledi. Gül, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla da Adil Öksüz'ün Almanya'dan talep edildiğine değindi.

Bakan Gül, şunları kaydetti:

"Bu günlerde Adil Öksüz'ün evinin olduğu iddia edilerek, Almanya'da olduğu, yaşadığına ilişkin yeni bir haber daha çıktı. Bununla ilgili de yine tekrar, daha somut bu belgeyle bir daha istenecek. Yargı, Türkiye'nin bekasını ortadan kaldırmak isteyen bu örgüt üyeleriyle Türkiye Cumhuriyeti ay yıldızlı bayrağımız dalgalandığı sürece bu suçlularla ilgili mücadeleyi asla bırakmayacaktır. Bu kişisel bir mücadele değil, devletin mücadelesi. Bu talepler yapıldı, yapılmaya devam edilecek."

'Kemal Batmaz, en az Adil Öksüz kadar önemli bir isimdir'

Gül, FETÖ'nün sivil yöneticilerinden tutuklu Kemal Batmaz'ın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'le görüşeceğini söylediği sorgu tutanağının ABD'den gönderildiği ve bu belgenin dava dosyasına girdiği hatırlatılarak, "Bu belge, ABD'nin FETÖ'ye yönelik soruşturma ve davaları önemsediğini gösterir mi? Batmaz ve diğer sivil yöneticilerle ilgili yeni deliller söz konusu mu?" sorusuna karşılık, "Kemal Batmaz, en az Adil Öksüz kadar önemli bir isimdir. Yargılama sürecinde ortaya çıkıyor. Belki de en azından eştir, belki daha üsttür. Yargılamalar sonucunda çıkan bulgular onu gösteriyor." ifadesini kullandı.

Gelen belgenin ABD'nin bu davaları önemsemesi olarak da yorumlanabileceğini belirten Gül, "İşin realitesi... Mızrak çuvala sığmıyor, gerçekler. Bu ortaya çıkan belgelerden sadece bir tanesidir." diye konuştu. 

Gül, bunu iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirebileceklerini vurgulayarak, "Bunun neticesinde, bu gerekçeyle de FETO'nün iadesi anlamında somut bir bulgu olmuştur. Bu konu da ilgili makamlarca değerlendirilip yine Amerika'dan talebe de konu olacaktır." dedi.

"FETÖ yargılamalarında şu anda 50 bin 66 tutuklu bulunmakta" 

Bakan Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:

"FETÖ yargılamalarında şu anda 50 bin 66 tutuklu bulunmakta. Bu yargılamalar sebebiyle tahliyeler, tutuksuz yargılamalar da olmakta ya da yeni yargılamada elbette yeni tutuklamalar da olabilir. 2 bin 128 kişi hakkında bir mahkumiyet verilmiştir. FETÖ soruşturmalarında 591 kişi beraat etmiştir. 7 bin 468 soruşturma dosyası bulunmaktadır. Bunlar genel olarak değişiklik arz etmektedir. Yani bugün de, yarın da dava açılıyor, mahkumiyet kararı alanlar, beraat edenler oluyor."

Bakan Gül, "Büyük fedakarlıklarla yargılamalar milletimiz adına devam ediyor. Milletimiz müsterih olsun, 250 şehidimizin kanı yerde kalmayacak. Adalet terazisinden şaşmadan bu suçlular cezalarını alacaklar. Ağırlaştırılmış müebbetler geliyor. Terör örgütü mensupları birbirlerine rüyalarla 'Bugün çıkıyoruz, yarın çıkıyoruz' diye söylediklerinde, bu ağırlaştırılmış müebbet, örgütün psikolojisini çökertmiş durumdadır. İtiraflar, çözülmeler de artmaktadır." dedi. 

"Cezaevi inşaatlarımız devam ediyor"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bakanlığın FETÖ'den mahkum olanların hangi cezaevlerinde nasıl barındırılacağına ilişkin planlamasının sorulması üzerine, hüküm giyen FETÖ mensuplarının hemen tek kişilik hücrelere alındığına dikkati çekti. 

Şu anda darbenin elebaşlarının bir veya üç kişilik hücrelerde kaldığını belirten Gül, "Teknik kapasite yetersizliğinden dolayı koğuşlarda kalanlar da oluyor ama çok yoğun bir şekilde yeni cezaevleri yapılmakta. 330 bin kapasiteye çıkacak şekilde cezaevi inşaatlarımız devam ediyor. Önümüzdeki yıl da bu ihaleler ve yeni inşaatlar yapılacak, değişik illerde." bilgisini paylaştı. 

İmkanların insani açıdan da iyileştirildiği bir inşa sürecinin sürdüğünü vurgulayan Gül, "Amacımız daha az kişinin, özellikle örgüt elemanlarının da farklı yerlerde kalması. Muğla Marmaris suikast davasında karar verildikten sonra bunların hepsi Türkiye'nin farklı yerlerine dağıtıldı. Genel yaklaşım, bunlar hücresel ya da organik bir şekilde bir irtibat kuramayacakları, birbirleriyle temas edemeyecek şekilde anında Türkiye'nin farklı yerlerine, karar verilir verilmez farklı illere dağıtıldı." ifadesini kullandı. 

"Cezaevlerinde de neler yaptıklarını, dışarıdan kimlerin onlara destek verdiğini takip ediyoruz. Devletimizin gözleri üzerindedir." diyen Gül, bu konuda hem Emniyet'in hem de yargı organlarının gereken takibi yürüttüğünü ve kimin hangi adımı attığının farkında olduğunu kaydetti. 

Hakimlik sınavı

Hakim ve savcı alımıyla ilgili yapılan mülakatlara ilişkin Gül, "Hakimlik sınavıyla ilgili komisyonumuz mülakatları bitirdi. Sanıyorum haftaya bakanlığımız hakimlik, savcılık ile ilgili yaptığı mülakat sonucunu açıklar. Komisyonumuz son çalışmalarını bitiriyor." dedi.

Muhabir: Barış Gündoğan, Mehmet Tosun, Özcan Yıldırım, Merve Yıldızalp, Burcu Çalık

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın