Dolar
32.46
Euro
34.62
Altın
2,391.20
ETH/USDT
3,062.00
BTC/USDT
63,875.00
BIST 100
9,693.46
Gündem

Başbakan Yıldırım: MHP son derece milli bir yaklaşım sergilemiştir

Başbakan Yıldırım, "MHP, başkanlık sistemine karşı olabilir, parlamenter sistemin devamını da istiyor olabilir ancak kararı millete bırakmak gibi son derece önemli, son derece milli bir yaklaşım sergilemiştir." dedi.

22.10.2016 - Güncelleme : 22.10.2016
Başbakan Yıldırım: MHP son derece milli bir yaklaşım sergilemiştir

AFYONKARAHİSAR

Başbakan Yıldırım, "MHP'nin, devletin ve ülkenin karşı karşıya olduğu sorunu görüp meseleye milletin son noktayı koyması yönündeki yaklaşımı doğrusu takdire şayandır. MHP, başkanlık sistemine karşı olabilir, parlamenter sistemin devamını da istiyor olabilir ancak kararı millete bırakmak gibi son derece önemli, son derece milli bir yaklaşım sergilemiştir." dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin Afyonkarahisar'da düzenlenen "Millet Yenilmez, Türkiye Bölünmez" temalı 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.

15 Temmuz gecesi yaşananların, mevcut anayasa ve sistemin açıklarının doğurduğu bir tehlikeyi tekrar gündeme getirdiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"İçeride darbe girişimi ve terör gibi tehditler yaşarken, hemen yanı başımızda Irak'ta, Suriye'de bizi çok yakından ilgilendiren gelişmeler olurken sorun üreten bir anayasa var, sorun üretene bir sistemle yolumuza artık devam edemeyiz. AK Parti inşallah grubumuz olarak hazırladığımız anayasa değişiklik taslağını en kısa zamanda Meclis'e getireceğiz. 

MHP'nin, devletin ve ülkenin karşı karşıya olduğu sorunu görüp meseleye milletin son noktayı koyması yönündeki yaklaşımı doğrusu takdire şayandır. MHP, başkanlık sistemine karşı olabilir, parlamenter sistemin devamını da istiyor olabilir ancak kararı millete bırakmak gibi son derece önemli, son derece milli bir yaklaşım sergilemiştir."

Cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesiyle beraber her şeyin değiştiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, "Her ne kadar mevcut anayasa, cumhurbaşkanını 'sorumsuz' diye tanımlasa da halkın yüzde 52 desteğini almış cumhurbaşkanının fiilen siyasi sorumluluğu vardır. Bu siyasi sorumluluk millete karşı çok önemli bir taahhüttür. O yüzden biz başından beri diyoruz ki 'mevcut durumu anayasaya uygun hale getirelim.' Yani, mevcut duruma göre yeni anayasayı yapalım, sistemdeki tıkanıklığı da ortadan kaldıralım." dedi.

"Diyoruz ki millet ne derse o olsun. Milletin verdiği kararın karşısında boynumuz kıldan incedir. Kimse milletten korkmasın, milletin kararından korkmasın, milletin önünden kaçmasın." diyen Yıldırım, CHP'ye de çağrıda bulundu. Yıldırım, "Gelin, millete birlikte gidelim. Biz, Genel Kurul'da 367'nin üzerinde bir kabul olsa bile millete gitmeye söz verdik. Gelin bu şerefe, bu önemli karara siz de katılın, siz de bu kararın içerisinde olun. Milletin karşısına çıkalım, tezlerimizi savunalım, milletin verdiği karara da saygı duyalım." diye konuştu.

'Bizim cumhuriyet, cumhura sevgimizi siz mi sorgulayacaksınız?'

Ankara Valiliğinin güvenlik nedeniyle 30 Kasım'a kadar toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kısıtlama getirdiğini anımsatan Yıldırım, "Bunun tek gerekçesi var, milletin güvenliği. Şimdi CHP'den bazıları 'AK Parti 29 Ekim kutlamalarını, 10 Kasım anmasını engellemek için böyle bir karar aldı' diye milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Allah aşkına, bizim Cumhuriyet, cumhura sevgimizi siz mi sorgulayacaksınız ya da ölçecek kalibrede misiniz? Cumhuriyet hamasetle büyümüyor. Cumhuriyet çalışmakla, üretmekle, millete hizmetle büyür." ifadelerini kullandı. 

'Avrupa unutmasın, fazla naz aşık usandırır'

Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik yolunda önemli reformların AK Parti iktidarları döneminde gerçekleştirildiğine dikkati çeken Başbakan Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin her zaman reform ve dönüşüm hükümetleri olduğunu belirtti. AB reform sürecinin her zaman gündemlerinde öncelikler arasında yer aldığını ve almaya devam edeceğinin altını çizen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

 "AB için vizyonlu bir gelecek ancak Türkiye ile mümkündür. Siyasi, ekonomik konularda küresel rol almak isteyen bir AB bunu ancak Türkiye ile başarabilir. Bu nedenle vize serbestisi dahil tüm konular AB'nin Türkiye hakkında verdiği kararlar olmanın ötesine geçmekte ve kendi geleceği hakkında vereceği kararlara dönüşmektedir. Türkiye yarım asrı geçen süredir AB üyeliği yolunda çalışmalarını sürdüren bir ülkedir. Üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Bundan sonra karar AB'nindir. İster Türkiye'nin birliğe girmesi yönünde irade kullanırlar isterse başka bir iradeyi tercih edebilirler. Karar onların. Türkiye'nin alternatifleri her zaman vardır. Avrupa unutmasın, fazla naz aşık usandırır." diye konuştu.

'FETÖ terör örgütünün hiçbir mensubu AK Parti içinde barınamaz'

Başbakan Yıldırım, "FETÖ terör örgütünün hiçbir mensubu, bizim AK Parti teşkilatının içinde yer alamaz, barınamaz. Bu teşkilatta teröristlere hiçbir zaman yer olmadı ve asla olmayacak. Eğer sızmalar varsa onları da temizlemek konusunda zerre kadar tereddüdümüz olmaz." diye konuştu.

Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

"Muhalefet temsilcileri çıkıp AK Parti'nin içişlerine yönelik ileri geri laflar ediyorlar, değerlendirmeler yapıyorlar. Siz AK Parti'yi bırakın da kendi partilerinize bakın. AK Parti, istişarelerinde zaten eleştirisini de öz eleştirisini de yapar. Siz ne yapıyorsunuz, kimin tarafında duruyorsunuz, onun izahını yapın. FETÖ ile kol kola girenlerin, FETÖ'nün avukatlığını yapanların, FETÖ'nün sözcülüğünü yapanların, mağdur edebiyatı yapanların bize söz söylemeye hakları da yok hadleri de yok."

 'Buradan bankalara ve iş çevresine söylüyorum'

Vatandaşlara ve özellikle iş alemine çağrıda bulunan Başbakan Yıldırım, "Kendinizden eminseniz korkmayın, eğer bu örgütle öyle veya böyle ilişki içerisine girmemişseniz asla tereddüt etmeyin, korku yaşamayın, size hiçbir şey olmaz." dedi.

Yıldırım, FETÖ'nün bir amacının da iş dünyasını tedirgin etmek ve ekonomiye zarar vermek olduğuna değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan bankalara ve iş çevresine söylüyorum. Bizim amacımız, işletmeleri yok etmek değil, orada çalışan mağdurları perişan etmek değil. Bizim amacımız eğer şirketlerde, iş yerlerinde FETÖ ile ilişkisi olanlar varsa, onları oradan çekip almak ve gerekli cezayı vermektir. Yoksa kişileri bırakıp, kurumları cezalandırmak çok büyük haksızlık olacağı gibi bir anlamda kendi ayağımıza da kurşun sıkmaktır, iş alemimizi ve ekonomimizi baltalamaktır.

Savcılarımız, karar vericiler bu konuda özellikle dikkat etmek zorundadır. Bu işlemleri yaparken toptancı bir anlayışla değil, mutlaka kılı kırk yararak, suçluyu suçsuzdan ayırarak karar vermeleri gerekiyor. Adalet Bakanlığımız da bu işin takipçisi olmak durumundadır."

'Aşiretler sahaya indiler'

Yıldırım, "Terör örgütüne destek veren belediyelerin yönetimlerini değiştirdik, bundan sonra da aynı desteği veren bütün belediyeleri değiştirmekten asla tereddüt etmeyeceğiz. Böylece belediyelerden terör örgütüne akan paraları durdurmuş olduk. Bölgedeki aşiretler, terörün bitmesi konusunda artık daha kararlı, seslerini daha fazla yükseltmeye başladılar ve aşiretler sahaya indiler." dedi.

'5 bin kilometrekarelik bir alan bütün terör unsurlarından temizlenecek'

Fırat Kalkanı Harekatı'nın Özgür Suriye Ordusu öncülüğünde gerçekleştiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin de gereken lojistik desteği sağladığını anlatan Yıldırım, "Bu temizlik harekatı yeterli güvenli alan oluşturuluncaya kadar devam edecek. Takriben 5 bin kilometrekarelik bir alan bütün terör unsurlarından temizlenecek. Irak'ta, Suriye'de istikrarın sağlanması, DEAŞ'tan PYD'den, YPG'den, PKK'dan bölgenin temizlenmesi ve ülkemize sızmaların önlenmesi için gereken her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu her fırsatta, her zeminde dile getirdiklerini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Coğrafyamızda kan ve gözyaşı artık sona ersin istiyoruz, kardeş kanı dökülmesin istiyoruz. Coğrafyamızın 2. Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi parsel parsel yeniden bölünüp parçalanmasını istemiyoruz. Başika'da DEAŞ'a karşı bu zamana kadar etkin mücadele sürdürüldü. Başika Kampı'ndaki askerlerimiz, bölgede eğitim veriyor. Burayı Irak topraklarından ülkemize yönelecek terör saldırılarını önlemek açısından çok önemli görüyoruz. Biz bu kampı boşaltırsak ülkemize yönelik terör saldırılarının da önünü açmış olacağız. Terör örgütlerinden başkasına yaramayacak bu talebi asla ve asla dikkate almayacağız. Ayın şekilde Fırat Kalkanı, tüm hızıyla devam ediyor. İnşallah DEAŞ örgütünü hem Suriye'de hem Irak'ta temizlemek için koalisyon güçleriyle bir yandan, bir yandan da kendi imkan ve kabiliyetimizle sürdürüyoruz."

'Irak'ta yeni Kerbelalar yaşanmasını istemiyoruz'

Başbakan Yıldırım, Irak meselesinin Türkiye'ye yabancı bir mesele olmadığını dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Irak, kardeşlerimizin meselesidir. Komşularımız Irak'ın, Suriye'nin, Ortadoğu'nun geleceği, bu coğrafyanın ortak geleceğidir. Ayrıca kültürel coğrafyamızda yaşanan hiçbir zulme, haksızlığa ve işgale kayıtsız kalamayız. Kültür coğrafyamızda kardeşlerimizin yaşadığı her acı bizim de acımızdır. Bugün 3 milyon Suriyeli kardeşimiz, bizim misafirimizdir. Bu durum, sözlerimizin samimiyetinin ve gerçekliğinin en güzel ispatıdır. Irak'ta yeni Kerbelalar yaşanmasını istemiyoruz. Hepimiz Ehli Beyt aşığıyız, Kerbela'daki acıyı hala içimizde hissediyoruz.

Hepimiz, İslam'ın şerefiyle müşerref olmuş insanlarız, Müslümanız. Biz, bu dünyadan, ahirete gittiğimizde mezhebimizle yargılanmayacağız. Bizi bağlayan tek şey var, dinimizdir, Rabbimiz'dir, peygamberimizdir, gerisi teferruattır. Kimse mezhepleri öne çıkarmasın. Mezhepleri öne çıkarmak, bu bölge için yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bugün Irak'ta yapılmaya çalışılan maalesef bir mezhep savaşının kapısını aralamaktır. Türkiye olarak biz, buna dikkat çekiyoruz yoksa bizim Irak'ın toprak bütünlüğüne, devletinin parçalanmasına ve bölünmesine yönelik asla ve asla bir düşüncemiz olamaz."

'Bütçenin merkezinde insan var, yatırım var'

Başbakan Yıldırım, "2017 bütçemizi Meclise sunduk. Her zaman olduğu gibi bütçenin merkezinde insan var, yatırım var. Önümüzdeki dönemde mali disiplini de kararlılıkla sürdüreceğiz. 2017'de bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,9 civarında olacak. 2017 bütçesinde yine en büyük payı eğitime ayırdık. Bütçenin yüzde 22'si, yani 122 milyar lira eğitimin. Hatırlayın bu, 2002'de sadece 11 milyardı. Geçen yıla göre yatırım ödeneklerini de yüzde 30 artırıyoruz. KOBİ'lerimize 1 milyar 100 milyon lira destek vereceğiz." diye konuştu.

Muhabir: Yıldız Nevin Gündoğmuş

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın