Dolar
32.47
Euro
35.14
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,560.90
BTC/USDT
70,755.00
BIST 100
9,079.97
Politika

CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu: Kim olursanız olun, bunun hesabını size soracağım

CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu, YSK'nın suç duyurusuna ilişkin, "Kim olursanız olun, nereden gelirseniz gelin, yetkiniz ne olursa olsun, bunun hesabını size soracağım" dedi.

Seval Güler  | 09.05.2017 - Güncelleme : 09.05.2017
CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu: Kim olursanız olun, bunun hesabını size soracağım Fotoğraf: AA/Güven Yılmaz

TBMM

TBMM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hayır çıktığını görünce Yüksek Seçim Kurulundaki çete, bütün millete kumpas kurdu. Ben onlara çete dedim diye suç duyurusunda bulunmuşlar. Sanıyorlar ki biz çekineceğiz, korkacağız. Kim olursanız olun, nereden gelirseniz gelin, yetkiniz ne olursa olsun, bunun hesabını size soracağım." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Toplantının başında, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ile bazı Meclis üyeleri CHP'ye katıldı. Gül ve beraberindekilere parti rozetlerini Genel Başkan Kılıçdaroğlu taktı.

9 Mayıs'ın Avrupa Günü olduğunu hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa uygarlığının köklerinin Anadolu'da bulunduğunu belirterek, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilere ve geçen süreye rağmen, tam üyeliğin gerçekleşmediğine işaret etti.

Kılıçdaroğlu, "Demokratik standartlarımızda ciddi eksiklikler var. AB'nin Türkiye'ye takındığı çifte standart var. Onu kabul etmiyoruz. Ama hiç kimse endişe duymasın. CHP, Türkiye'yi dünyanın uygar ülkelerinden birisi yapma konusunda azimlidir, kararlıdır, yoluna aynı azim ve kararlılıkla devam edecektir." diye konuştu.

6 Mayıs'ın Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildikleri tarih olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, onların ülkeleri için çalıştıklarını, herkesin aşı, işi, huzuru olsun istediklerini vurguladı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Onlar bizim gönlümüzün kahramanlarıdır. Onları saygıyla anıyorum." dedi.

"Nasıl yaratıklar bunlar?"

Tarihe not düşen kişilerin başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bütün dünyanın ona saygı duyduğunu, düşmanlarının bile kendisini Nobel Ödülü'ne aday göstererek, değerini ortaya koyduklarını kaydetti.

Atatürk ve annesi Zübeyde Hanım, manevi kızı Afet İnan hakkında bazı televizyon kanallarında yapılan yayınlara işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Düşmanlarının bile önünde saygı ile eğildiği Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bazı televizyon kanallarında yapılan haksız uygulamayı, çirkefliği içime sindiremiyorum. Nasıl bir anlayıştır ki bu, derin tarih diye başladıkları ama derinliği kafalarının derinliğinden kaynaklanan onursuz insanların çıkıp, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Afet İnan'ı ve Atatürk'ün annesini karalamalarını içime sindiremiyorum. Bunu yapanlara asla insandır demeyeceğim. Bunlar insan değil. Bu ülkeye hizmet eden kim olursa olsun, taş üstüne taş koyan herkesi saygı ile anmak bizim görevimizdir. Nasıl olur da siz bir ulusal kahramanı kötülemek için, en iğrenç iftiralarla onu itibarsızlaştırmak için çaba harcarsınız. Hain sözcüğü bile hafif bunlar için. İnsan değil bunlar. Çünkü insan onuruyla ve şerefiyle insandır. Onur ve şeref yoksunlarına insan denmez. Onurdan şereften yoksun, oturmuşlar televizyon kanalının başına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü annesini, Afet İnan'ı kötülüyorlar. Ne söylenebilir? Allah'a havale etmenin dışında ne söylenebilir? Nasıl yaratıklar bunlar?"

"İş kazalarında ölen isimsiz kahramanlar"

Kılıçdaroğlu, 10-16 Mayıs'ın Engelleliler Haftası olduğunu belirterek, engelli vatandaşların üretmek, alın teri dökmek ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak istediklerini bildirdi.

Bu talebi hayata geçirebilecek tek partinin CHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sosyal devletin yalnızca engellilerin hakkını korumakla yükümlü bulunmadığını, aynı zamanda çalışanların iş güvenliğini sağlamasının da gerektiğini kaydetti.

Türkiye'de, 2013 yılının ilk dört ayında 289, 2014 yılının ilk dört ayında 431, 2015 yılının ilk dört ayında 488, 2016 yılının ilk dört ayında 595, 2017 yılının ilk dört ayında ise 586 işçinin iş kazalarında hayatlarını kaybettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bu kişilerin alınteri dökerek, evlerine ekmek götürmeye çalışan isimsiz kahramanlar olduğunu belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, mevcut iktidarın iş kazaları ve işçi güvenliği konusunda gerekli önlemleri almadığını ileri sürerek, bu sorunun çözüm adresinin de CHP olduğunu ifade etti.

"Türkiye'yi uçuracaklardı, fiyatları uçurdular"

Türkiye'de işsizliğin de giderek arttığını bildiren Kılıçdaroğlu, anayasa referandumu öncesinde iktidarın evet çıkması halinde ülkeyi uçuracağı vaadinde bulunduğunu anlattı.

Tüm ürünlerin fiyatının yükseldiğini, ekonomik sıkıntıların arttığını savunan Kılıçdaroğlu, "Evet çıkarsa, Türkiye'yi uçuracaklardı. Neyi uçurdular? Fiyatları uçurdular. Enflasyon uçtu." diye konuştu.

Nereye giderse gitsin işsiz vatandaşların talepleri ile karşılaştığını aktaran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"İktidar olanlar acaba işsizliğin ne olduğunu biliyorlar mı? İşsizliğin bütün kötülüklerin anası olduğunu, işsiz bir insanın umudunu yitirdiğini biliyorlar mı? Emin olun haberleri yoktur. Çünkü bu Ankara'da oturan beylerin çocukları iş falan aramıyor. Bir elleri yağda, bir elleri balda. Sanıyorlar ki bütün gençler öyle."

Vatandaşın bankalara, kurumlara olan borçlarını ödeyemediğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Arka arkaya af çıkarıyorlar. Vatandaş gelsin, sigorta prim borcunu, vergi borcunu ödesin diye. Vatandaş ödeyemiyor. İstediğiniz kadar af çıkarın 'para yok ki ödeyeyim' diyor. Hala yeniden yapılandırma, yeniden yapılandırma. İstediğiniz kadar yeniden yapılandırma yapın, ekonomi çökmüş vaziyette. Bunu herkesin bilmesini isterim. Bu yılın ilk iki ayında 139 bin 576 kişi bireysel kredi borcunu ödeyemedi bankalara. 189 bin 639 kişi kredi kartı borcunu ödeyemedi. Nasıl ödesin? Borç batağında. Bu çerçeveden baktığınızda ekonominin durumu pek parlak değil."

"Kanunu satan adama hakim denmez"

Devletin tüm kurumlarında büyük bir çöküş yaşandığını, liyakata değil, ya bir partiye ya da bir cemaate mensup olmanın geçerli sayıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, halk oylamasına da değindi.

Vatandaşın görevini yerine getirdiğini ve sandığa gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Hayır çıktığını görünce Yüksek Seçim Kurulundaki çete, bütün millete kumpas kurdu. Ben onlara çete dedim diye suç duyurusunda bulunmuşlar. Sanıyorlar ki biz çekineceğiz, korkacağız. Kim olursanız olun, nereden gelirseniz gelin, yetkiniz ne olursa olsun, bunun hesabını size soracağım. Hukuka uymayan, kanunlara uymayan bir hakim olmaz. Kendisini TBMM'nin üzerinde gören kişiye hakim denmez. Açık ve net söylüyorum, bir daha şikayet etsinler, onurlarını satan hakime hakim denmez, kanunu satan adama hakim denmez, şerefini satan insana hakim denmez. Kanunun açık hükmünü çiğneyeceksiniz, biz ses çıkarmayacağız. Oturacaksınız koltuklarınıza, siyasi otoriteden talimat alacaksınız, talimatın gereğini yerine getireceksiniz, gerdan kıracaksınız, iki büklüm eğileceksiniz egemenin karşısında. İki büklüm eğilen adama hakim denmez, onursuz adam denir."

Bir araya gelip kanunsuz iş yapanlara çete dendiğini bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir grup insan bir araya geldiniz mi? Geldiniz. Kanunsuz iş yaptınız mı? Tam kanunsuzluğu yaptınız. Sizden daha iyi çete mi olur?" diye konuştu.

Çete olgusunun yargının bütün aşamalarına taşınmaya çalıştığı iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, görevinden istifa eden ve girdiği seçimlerde başarılı olamayan bürokratların işlerine dönebildiğine, ancak hakimler için bu durumun geçerli olmadığını kaydetti.

Bunun nedeninin siyasi kimliği ortaya çıkan hakimlerin adalet dağıtamayacağı anlayışı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, hakimlerin görevlerinde siyasi bir tavır içinde bulunamayacağını bildirdi.

Şimdi yapılan sınav ve atamalarda farklı bir tablo gördüklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidar partisi mensuplarının hakim, savcı olarak atanabildiğini öne sürdü.

Milletvekili seçimlerinde AK Parti Adana, İstanbul, Konya, Adıyaman, Nevşehir, Ankara'dan bazı milletvekili adayları, bazı ilçe başkanlarının getirilip hakim yapılacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Seçime girmek için görevinden istifa edip, kazanmadığında görevlerine dönemiyor. Ancak bir partinin kimliğini taşıyanı getirip, hakim yapıyoruz. Buradan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seslenmek istiyorum: Eğer siz yargının itibarını, saygınlığını korumak istiyorsanız, 'Siyaset yargıya bulaşmasın' diye düşünüyorsanız, her biriniz onurlu bir görev yapıyor ve düşünüyorsanız bu tabloya izin vermemeniz lazım." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, siyasetten arındırılmayan yargının adalet dağıtamayacağını belirterek, "Adaletin siyasallaşması halinde Ankara'daki beylerin istediği olacak, vatandaş, mahkemeye değil Ankara'daki beylere başvuracak, avukat tutmayıp ilçe başkanına gitmesi yeterli olacak." dedi.

"Aynı pozisyonda olanlar niye tahliye edilmiyor"

Kemal Kılıçdaroğlu, hapisteki kişinin sağlık sorunu varsa kimliğine, inancına, siyasi görüşüne bakmaksızın, gerekiyorsa tahliye edilmesi gerektiğini ve buna yargının karar vereceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, bu konuda kimliğe, siyasi geçmişe bakıp karar veren kişinin hakim olamayacağını kaydetti. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın sağlık sorunu gerekçesiyle tahliyesine değinen Kılıçdaroğlu, "Niçin tahliye edildi diye sormuyorum, aynı pozisyonda olanlar niye tahliye edilmiyor?" dedi. 

Şu anda cezaevlerinde ölümü bekleyen ağır ve sürekli hastalığı olan 841 kişi bulunduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, son 5 yılda, hasta olmalarına rağmen tahliye edilmeyen 451 kişinin öldüğünü kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Niye bunlar tahliye edilmiyor? Vicdansa vicdan, ahlaksa ahlak, eşitlikse eşitlik." ifadesini kullandı.

"Taammüden cinayet"

Kılıçdaroğlu, Fatih Hilmioğlu'nun, doktor raporuna rağmen kumpas sonucu aylarca cezaevinde kaldığını, emir, talimat gelmediği, hakimler de korktuğu için gereğinin yapılmadığını savundu. Hilmioğlu'nun tahliyesine Anayasa Mahkemesinin karar verdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Hilmioğlu'nun, "Cezaevinde hasta tutuklulara gösterilen muamele, taammüden cinayettir" dediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin hapishanelerinde taammüden cinayet işlendiğini ileri sürdü.

"Ergenekon'un kasası" diye Kuddusi Okkır'ın tutuklandığını, dışarıya cenazesinin çıktığını, Tuğgeneral Levent Ersöz'ün bedeninin hapishanede çürüdüğünü, öldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, dünyanın takdir ettiği akademisyen Doktor Mehmet Haberal'ı hastaneye yatıran doktorların tutuklandığını, Haberal'ın hapishaneye gönderildiğini anımsattı. 

Kılıçdaroğlu, 8 aylık Miraz bebeğin, hapishanede annesiyle birlikte olduğunu, Serap Şimşek'in cezaevinde felç geçirdiğini, bağırsaklarının dışarıda olduğunu, akli dengesi bozulduğundan bağırsaklarıyla oynamaması için ellerine kelepçe takıldığını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, mide kanseri olan Gülay Çetin'in, adli tıpın tahliye edilebileceği yönündeki raporunun, Çetin öldükten 1 ay sonra cezaevine ulaştığını ifade etti.

"Siz yargıç değilsiniz"

Bu kişilerin tahliye edilmediğini dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir tek adamın iradesine bakılıyor; o tek adam 'bırakın' dediğinde bırakıyorlar, 'tutun' dediği zaman tutuyorlar. O tek adama bakan bütün yargıçlara sesleniyorum: Siz yargıç değilsiniz. Yargıda adamına göre muamele yapılır mı, böyle bir şey olabilir mi? Mahkum, mahkumdur. Suç işlemiştir, ceza almıştır, ondan sonraki süreç devletin namusuna teslim edilmiştir. Sağlık sorunu varsa doktora göndereceksin, tahliye edilmesi gerekiyorsa tahliye edeceksin. Bu kadar ağır insanlık suçunu gizleyemezsiniz. Avrupa İşkence ve Onur Kırıcı Muameleleri Önleme Komitesinin raporu var. Raporun yayınlanmasına hükümet izin vermiyor çünkü rezil olacaklar. Bu söylediklerimden çok daha ağırı büyük ihtimalle raporda var. Bu memlekete yazık günah değil mi? Bunlar demokrasi standartımızı düşürmüyor mu?"

"Cumhurbaşkanı olarak görmüyoruz"

Kılıçdaroğlu, ekonominin, adaletin, dış politikanın dikiş tutmadığını, çürüyen bir devlet yapısıyla karşı karşıya olduklarını, devletin bir kişiye teslim edildiğini, bir kişinin, devleti babasının çiftliği gibi yönetttiğini iddia etti. Bu kişinin, TBMM'de tarafsız davranacağına dair namus ve şerefi üzerine ant içtiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, meydanlarda, "Tarafsız cumhurbaşkanı istiyoruz, bir partinin değil 80 milyonun cumhurbaşkanı olsun." dediğini anlattı.

Cumhurbaşkanı'nın bir partinin üyesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarafsızlığından söz edilebilir mi? Tarafsız değil, bir partinin üyesi. Merak ediyorum bir partinin üyesiyken, seçilirken tarafsız olacağı için vatandaş ona oy verdi. '80 milyonu kucaklayacak tarafsız olacağım' diye halka meydanlarda verdiği sözü de tutmadı. Son anayasa referandumu konuşulurken bunları anlattım, onlar meydan meydan dolaşıp, 'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor' dediler. Şimdi gerçek çıktı ortaya; Kılıçdaroğlu doğruları söylüyor, onlar yalan söylüyor. Çıktı meydana. Göreceksiniz daha sonra gelecek, partinin genel başkanı olacak. O da her salı günü toplantı yapacak, konuşacak, sanki diğer günler yetmiyor gibi bir de salı günü konuşacak. Şimdi, 'Cumhurbaşkanı olarak tanıyın.' diyorlar. Başbakan Binali Bey'e nasıl saygı gösteriyorsak aynı standartta saygı göstereceğiz. Cumhurbaşkanı olarak görmüyoruz artık. Cumhurbaşkanı değil, bir partinin taraftarları cumhurbaşkanı olamaz, 80 milyonun cumhurbaşkanı değildir artık. Kendisi tercih etti, bu tercihle yola çıktı. Şuna kesinlikle inanıyorum, bugün bir referandum olsa hayır oyları yüzde 60'ın üzerine çıkacak. Neden biliyor musunuz bütün yalanlar tek tek ortaya çıkıyor." 

Kılıçdaroğlu, mücadelelerinin yeni başladığını, parlamenter demokratik sistemi Türkiye'ye en güçlü şekilde getireceklerini ifade ederk, "Size sözüm söz. Her CHP'liden, hayır oyu kullanan her vatandaş, siyasi partiden ricamdır, sokağa çıkacağız, ama hangi sokacağa çıkacağız? Bütün evlere, fabrikalara, tarlalara, bütün sokaklara, insanlara gideceğiz tokalaşacağız, demokrasiyi savunacağız. 'Demokrasi karın doyurur mu?' diye soracaklar. 'Demokrasinin olmadığı yerde sana ekmek yok, sen ekmeğini savunuyorsan önce demokrasiyi savunacağız' diyeceğiz. "

Muhabir: Seval Güler, Meltem Öztürk

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.